banner388

Şehit pilotun Samsunlu eşi yürekleri dağladı

Şırnak'ta düşen helikopterde şehit olan Pilot Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş'ın eşi yaptığı açıklamayla yürek burktu.

Şehit pilotun Samsunlu eşi yürekleri dağladı

Şırnak'ta düşen helikopterde şehit olan Pilot Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş'ın eşi yaptığı açıklamayla yürek burktu.

09 Haziran 2017 Cuma 11:45
Şehit pilotun Samsunlu eşi yürekleri dağladı

Samsun haber - Şırnak'ta geçtiğimiz günlerde 13 rütbeli askerin bulunduğu helikopter düştü. Düşen helikopterde 29 yaşındaki Pilot Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş şehit oldu. Şehit pilotun 29 yaşındaki Samsunlu eşi Gizem Kesikbaş yaptığı açıklamayla yürekleri burktu.

Acılı eş Gizem Kesikbaş Merzifonlu şehit eşinin en çok istediği şeyin şehitlik mertebesine yükselmek olduğunu söyledi. Evlenmeden önce eşine ailesine erken ölümlerin çok olduğunu söyleyen Şehit pilot evlendikten 2 yıl sonra şehit oldu.

Şehit eşi "Yine olsa yine onunla evlenirdim" derken doğacak olan kızına "Gökçe" isminin verilmesini çok istediğini belirtti.

ŞEHİT OLMAYI İSTİYORDU

Konuşurken gözyaşlarını tutamayan Gizem Kesikbaş, "Eşimin görev yeri İzmir'di. Orada yaşıyorduk. Her şey çok güzeldi. İki yıl bana o kadar güzel bir hayat verdi ki, bir insan bu kadar iyi olamaz. Çok iyi anlaşıyorduk. Eşim babası erken yaşta, madende göçükte hayatını kaybetmişti. Dedesi de erken yaşta vefat etmişti. Amcası da erken yaşta şehit olmuştu. Benim eşim şehit olmayı çok isteyen bir insandı. Daha 13-14 yaşlarında şehit olmayı istediğini ortaokul arkadaşlarına söylüyormuş. Vatan millet sevgisi çok fazla olan bir insandı. Biz nişanlıyken 'bizde erken ölüm var' demişti bana. Beni biraz uyardı diyebilirim aslında. Bunu bilemezdik ama onunla yaşayacağımız her güne değerdi. 'Ben şehit olacağım' diyordu. Hissediyordu herhalde" dedi.

AĞLAMIYORUM

Kesikbaş, "Aradım... 'Nasılsın, iyi misin?' dedim ona. O da oruçluymuş. O gün neler yaptığını anlattı. 'Orucumuzu açtık, şimdi göreve uçuşa gidiyorum aşkım, 23.30 gibi işim biter' dedi. En son benimle konuştu herhalde. Gayet iyiydi sesi. Çok güzel vedalaştık. Ben de ona 'iyi uçuşlar' dedim. Ondan sonra ben evdeydim. Şırnak'ta bir helikopter radardan çıktı diye telefonuma bir haber mesajı geldi. Benim aklıma hemen Abdulmuttalip'in helikopteri geldi. Onun olduğunu düşündüm. Arkadaşlarını aradım, bana hiçbir şey söylemediler. Halbuki hepsi biliyormuş. Hamileyim diye söyleyemediler. Televizyonu da açmak aklıma gelmedi. En yakın arkadaşı beni alıp hastaneye götürdü. Beni baya bir oyaladılar. O arada sağlık ekipleri gelmiş. Komutanla ambulans gelince anladım. Kendimi teselli etmeye çalıştım. Bir taraftan çocuğumu düşünüyorum. Bencillik yapıp ağlayamıyorum bile. Çok farklı bir duygu anlatılmaz. Babam da özel harpten emekli. Biz bu duyguyu çok yaşadık. Her ambulans gelirken dua ederdik. Sonra bir gün benim başıma geldi. Gerçekten anlatılmaz, yaşanır bir duygu. 'Ağır yaralı' dediler önce. Hastaneye gittik. Bebeğim için tetkikler yapıldı. Daha sonra komutan gelerek 'başınız sağ olsun'" diye konuştu.

YİNE OLSA ASKER OLURDU

Şehit eşinin iyi bir asker olduğunu söyleyen Kesikbaş, "Arkadaşlarının yerine bile göreve giderdi. Şırnak görevini de kendisi istedi. Vatanını çok severdi. Ben de böyle yetiştim. Babam bizi vatan millet hassasiyetiyle yetiştirdi. Zaten bu meslek parayla pulla ölçülemez. Geçen yıl 365 günün 180 günü evde değildi. Bu iş ancak vatan sevgisiyle yapılır. Orada çok zor görevleri var. Bunu bir asker eşi ve asker kızı olarak söylüyorum. Yine olsa yine bu mesleği yapardı. Şehit eşi olmak çok güzel bir duygu. Huzurlu bir acı var. Acının da bir huzuru oluyormuş" şeklinde konuştu.

Kesikbaş duygu yüklü açıklamasını şu sözlerle tamamladı;


"Kızıyla konuşurdu. Kızını severdi. Göreve gittiği zaman 'hoparlörü aç kızımla konuşacağım' derdi. İyi bir eş, iyi bir evlat, iyi bir baba olacaktı eminim. Dört dörtlük bir insandı. Onun gibi bir eşim olduğu için hep şükrederdim, gurur duyardım. Yine olsa yine onunla evlenirdim. Ötesi yok. Hep şehit olacağını söylüyordu. 'Kendini hazırla' diyordu bana. Ama ailesinin bana sahip çıkacağını da söylüyordu. O konuda içinin rahat olduğunu söylüyordu. Hissediyordu galiba. Çocuğumuz konusunda bir vasiyeti vardı. İsminin 'Gökçe' olması konusunda vasiyeti vardı. Öz Türkçe olduğu için. Kızımızın adı Gökçe olacak. Galatasaray'ı tutardı. Onu da çok severdi. Galatasaray'ın formalarını falan alırdı"
 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.