KOAH hastalarına uygulanan balon tedavisi ile olumlu sonuçlar alınmaya devam ediyor ve tedavi yöntemi yaygınlaşmaya devam ediyor. Konuya ilişkin Doç. Dr. H. Ulaş Çınar balon tedavisinin avantajları hakkında bilgilendirmede bulundu.
Çınar konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi:
Bir defa şunun üzerinde durarak belirtmek istiyorum ki; KOAH balon tedavisi bizim normal KOAH tedavimizin önüne geçen bir tedavi kesinlikle değildir. KOAH, dünyada halen nasıl tedavi ediliyorsa biz de tüm hastalarımızı aynı şekilde tedavi etmeye devam ediyoruz. Havayollarını genişleten çeşitli ilaçlar, fısfıslar halen KOAH tedavisinin temelini oluşturmaktadır. Balon tedavisi bu tedavilerin kesinlikle bir alternatifi değildir. Balon tedavisindeki hedefimiz; her türlü klasik tedavilerin, cihazların kullanılmasına rağmen solunum kapasitesi yetersiz, günlük basit işlerini dahi yapamayacak durumda olan oksijen bağımlısı (ileri evre KOAH) hastalarımızda efor kapasitesini artırarak yaşam kalitesini artırmaktır. Diğer tabiriyle, hasta KOAH ile ilgili tedavisini alıyorken, daha fazla yol alamadığımız, kilitlendiğimiz, daha fazla öteye gidemediğimiz, akciğer kapasitesini daha fazla yükseltemediğimiz bazı zamanlar olmakta. İşte bu anlarda balon tedavisi hastalıkla mücadelede kullanabileceğimiz güçlü bir silah olarak ön plana çıkıyor ve bize büyük bir fırsat sunuyor. Özellikle balgam şikayeti yoğun olan kronik bronşitli KOAH hastalarında balgam üreten hücrelerin balon tedavisi ile kazınarak temizlenmesi ve balgam oluşumunun azaltılması, hastalığın seyrinde büyük bir avantaj sağlıyor. Yine balon tedavisi ile sertleşmiş, deforme olmuş akciğerlere temiz hava ileten hava yollarının açılması, hastanın oksijenasyonunun artmasına, dolayısyla kalp, vasküler sistem ve santral sinir sisteminde rahatalamaya neden oluyor. Sonuç olarak da hastaların efor kapasitesi ve yaşam kalitesi artıyor. İşlem endoskopik yöntemle uygulanan basit bir işlem olduğundan ve yan etki veya komplikasyon gelişme ihtimalinin de oldukça düşük olmasından dolayı işlemi daha fazla cesaretle önermemize neden olmakta. Ayrıca işlem sonrası dönemde de işlem ile ilişkili herhangi bir yan etki gelişmediğini biliyoruz.
Yaklaşık 2 saatlik bir işlem sonrası ilk etapta hastalar mevcut tedavisine aynen devam etmekte. Ancak işlem sayesinde kullandığı ilaçlardan daha fazla fayda sağlamaya başlayan hastalar zamanla kullandığı ilaçların dozunu veya sıklığını azaltabilmekte, hatta oksijen bağımlısı olanlar sürekli oksijen kullanımını sonlandırabilmektedir.
