Bu hafta taraftarın müthiş derecede özen gösterdiği ve galibiyete tamamıyla inandığı bir hafta idi.
Günler öncesinden koreografi hazırlığı yapılmış, yönetimde bu güzelliğe destek olmak adına bilet fiyatlarında indirime gitmişti. Taraftar galibiyete inancını en yüksek seviyede tutmuş ve yavaş yavaş maç saatini beklemeye başlamıştı.
Maç vakti geldiğinde Samsunspor taraftarı yine tüm Türkiye’nin dikkatini çekecek görsel bir şölene imza atmış, Samsunspor’a gönül veren herkesi gururlandırmıştı. Bir şehre, bir takıma gönül vermenin, yaşanan başarı ile alakalı olmadığını, TFF 1. Lig’de 17. Sırada yer alan bir takımın taraftarlarının nasıl tüm Türkiye’ye ders verebileceğini Samsunspor taraftarı en güzel şekilde göstermiştir.
Maçın başlama düdüğünden bitiş düdüğüne kadar Samsun’dan bir puan almak için gelen GBB’nin oyununu izledik desek yalan söylemiş olmayız. Oğuz Çetin hazırlığını yaptığını, Samsunspor’u iyi çalıştığını ve Osman Hoca’nın inadını iyi kavradığını bizlere müsabaka boyunca gösterdi. GBB, Samsunspor’u oynatmayıp buradan bir puan ile ayrılmaya gelmiş ve bunu da başarmıştı. Yani kazanan Oğuz Çetin, kaybeden Osman Hoca’nın inadı olmuştu.
Osman Hoca’ya karşı geçtiğimiz sezonlardan kalma bir önyargım var ve hala yıkabilmiş değilim. Sayın Osman Özköylü geldiği günden bu yana bir sistem üzerine yoğunlaştırıyor takımı. Fakat elimizdeki oyuncular bu sisteme ne kadar uygun? Alınan oyunculardan hala maçlarda oynamayanlar var. Yanlışlar çok. Vedat gibi bir oyuncuyu sahaya sürüp kısa bir süre sonra çıkarmak, o oyuncuyu kafa olarak bitirmektir. Vedat’ın oyundan çıkarken göstermiş olduğu surat ifadesi aslında gelecekte yaşanabilecek problemlerin bir fragmanıydı adeta… Haftalardır ortada olmayan Göksu’nun hala ilk 11 çıkıyor olması… Geçen hafta çok güzel işler yapabileceğini gösteren Gökay’ın yedek başlaması. Forvet olarak alınan Adiloviç’in hala müsabakalarda kendine yer bulamaması. Kanat oyuncusu olarak alınan Lumu’nun henüz hiçbir şey yapamaması… Dediğim gibi yanlışlar var fakat her doğru her zaman söylenmez mantığı ile hareket ediyor ve güzel ortamın devam etmesi adına bazı konular üzerine şuan yoğunlaşmamayı tercih ediyorum. Temennimiz bu güzel havanın, takımın ve şehrin üzerinden hiçbir zaman gitmemesi…
Buradan bir teşekkür de kale arkalarını dolduran taraftarlarımıza gelsin. Kale arkalarındaki taraftar gruplarımız da haftalardır verdikleri yoğun emeklerin karşılığını yavaş yavaş almaya başlıyor. İnşallah kale arkaları da tıpkı eski günlerdeki haline dönecektir.
Son olarak GBB Başkanı, tıpkı Mersin İdman Yurdu kafilesi gibi Samsunspor’u saha da yenemeyeceğini düşünüp, günler öncesinden çirkefliklere başlamış ve ortamı gerecek hareketlerde bulunmuştu. Ama Samsunspor taraftarı ve yönetimi bu şehrin ve bu takımın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha içinde kötülük ve fesat barındıran insanlara göstermiştir. Ne mutlu bu şanlı armaya gönül veren şehir sevdalısı insanlara…
Şehrine sevdalı tüm yüreklere selam olsun…
