banner388

Tevekkül Nedir?

Tevekkül; bir sonuca ulaşmak için gerekli olan sebeplere başvurduktan sonra başarıyı Allahu Teâlâ’dan beklemek ve Onun takdirine razı olmaktır.

İnsanın, Allah’a güvenmesinin bir diğer adıdır tevekkül.                                        

Demek ki, Allah’a iman eden O’na teslim olmak durumundadır.                           

Çünkü Allah’a iman etmek,                                                                                   

O’nun isim ve sıfatlarına ve bu isim ve sıfatlarının hepsinin güzel olduğuna iman etmek demektir.                                                                                                  

Kur’an surelerinin başında kendini Rahman ve Rahîm olarak takdim eden Allah’a hüsnüzan etmek, O’nun yaptığı her şeyin güzel olduğunu düşünmek,                                                                                                                   

“Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler” düşüncesini kalbine yerleştirmek gerekir. 

Bir şeyin başta hayırlı, sonunda kötü olması muhtemel olduğu gibi, başta kötü sonunda güzel olma ihtimali de her zaman vardır.                                                                                  

Tevekkül, lügatte “dayanma, güvenme, vekil tutma ve vekile güvenme” manalarına gelir.                                                                                      

İslam irfanında ise, gönlü iman ile dolu olan kimsenin yalnız O’na güvenmesi ve O’na sığınmasıdır.                                                               

Tevekkül; tedbir ve teşebbüsleri bir kenara atmak değil, bilâkis onların gereğini yerine getirdikten sonra Allah’a sığınmaktır.  

Tevekkül etmenin bizler için en büyük önemi Allah’ın rızasını, sevgisini ve yardımını kazanmamızdır.                                                                                            

Çalışıp çabalamadan yan gelip yatan, sonra da “Biz mütevekkil kimseleriz” diye caka satan kimseleri Hz. Ömer radıyallahu anh, "Siz Allah’a değil, başkalarının malına güvenen kimselersiniz.                                                            

Mütevekkil; toprağa tohumu attıktan sonra Allah’a güvenen insandır" diye azarlamıştı.                                                                                               

Rabbimiz, rızkımız için çalışmamız gerektiğini bir ayetinde şöyle bildiriyor; "Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz." (Cuma 10)  Öyle ise mü’min kişi, tembellik ile tevekkülü karıştırmamalıdır.                               

Ders çalışmadan yüksek not almayı istemek, helal yoldan para kazanmaya çalışmadan rızkın gelmesini beklemek, tedavi olmadan şifa bulmayı düşünmek tevekküle zıttır.                                                                                           

Bunun içindir ki, namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetlerin, nefsinize şu şu faydaları vardır gibi nefisle ilgili bir maksatla değil, sırf Allah rızası için ve Allah'ın emri olduğu için, yalnız bir ibadet etme fikriyle ve sırf Allah'a yaklaşmak için samimi ve ihlaslı olarak ibadet niyetiyle yapılması gerekir.                                             

Ve öyle olmadıkça makbul olmaz.                                                                               

Çünkü o zaman Allah'a değil, nefse ibadet edilmiş olur. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.