Türkiye’nin Gelecekteki En Büyük problemi Suriyeli Sığınmacılardır

TEHLİKE; GELİYORUM DEMEDEN GELDİ...

Mülteciler ve sığınmacılar açısından Türkiye'nin yer aldığı coğrafya, komşu ülkelerindeki ekonomik ve siyası çalkantılar sırasında büyük ölçüde nüfus hareketlerine şahit olmuştur. Yasal veya yasal olmayan yollardan gelip ülkemize sığınan Suriyeli sığınmacılar son yıllarda ülkemiz için büyük problemler teşkil edecek gibi gözüküyor.

2011 Yılının başlarında başlayan ve bir ay gibi kısa bir sürede bütün Suriye'ye yayılan, Başer Esad'a bağlı Baas partisi askerleriyle, iktidarı ele geçirmeye çalışan muhalifler arasındaki savaş, halkı ölümlerle yüz yüze getirdiği gibi açlık ve sefaletinde içerisine itmiştir. Ölü sayısı 2016 yılında 400.000 geçmiş olan Suriye'de sağ kalanlar, iç savaştan kaçarak başta, Lübnan, Ürdün, Irak gibi ülkelere sığınmak zorunda kalmışlardır. Sayıları 4 milyonu aşan büyük bir bölüm ise ülkemize sığınmışlardır.

Türkiye insani bir yaklaşımla gerekeni yaparak iç savaştan, açlıktan ve sefaletten kaçarak sınır kapılarına dayanan sığınmacılara kapısını açmıştır. Gelen sığınmacılar çeşitli illerimizde kurulan mülteci kamplarına yerleştirildiği gibi, çeşitli illerdeki sosyal tesislerde de ikamet ettirildiler. Uluslararası Stratejik araştırma kurumunun da belirttiği gibi, Suriyeli sığınmacılar, Türkiye'ye gelmeye başladıkları günden itibaren her türlü girişlerine izin verilmiş ve beyanları dahi alınmamıştır. Yani pasaportla girenlerin alındığı gibi, pasaportsuz ve kimliksiz olanlar bile hiçbir zorluk çıkarılmadan içeri alınmıştır. Hepimizin tahmin edeceği gibi içlerinde kamufle olmuş binlerce terör örgütü elemanı da elini kolunu sallayarak sınırlarımızdan içeri girmiştir.

Ayrıca, Türkiye'de Suriyeli sığınmacıların yol açtığı ekonomik maliyet ve sosyal sorunlar göz önünde bulundurulduğunda Sığınmacıların uzun müddette kabul edilmesinin Ülkemize çok büyük zararları olacağı kesindir. Türkiye'ye yerleşen Suriyelilerin sayılarının milyonları bulması ve birtakım sosyal ve ekonomik, hatta siyasi sorunlara yol açmaları, Suriyelilerin ekonomi ve hukuk bakımından değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır.

Suriyeli sığınmacılarla yerel halk arasında iş kaybı çatışmaları yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlamıştır. İnsanımız işsizlik korkusu yaşıyor. Başkasının acını doyurmak için kendi vatandaşımızı açlığa ve işsizliğe mahkum etme durumuyla karşı karşıyayız. Konut kiraları aşırı yükselmiş, kiralık konut bulmak zorlaşmıştır. Ev sahipleri, Türk ailelerini tahliye ederek, evlerini bölmelere ayırarak, odalarını bile metre kare hesabı, yada ranza hesabı ile kiraya vermeye başlamışlar. Artık, Türk aileleri ev bulmakta zorluklarla karşı karşıyadır. Suriyelilerin genel olarak Türkiye ekonomisinde yol açtığı bu ekonomik etkilere ek olarak; Suriyelilerin yerleştirildiği illerde yaşayan yerli halkı ile yaşanan gerginlikler, Suriyelilerin fail ya da mağdur olarak karıştığı adli olaylar, barınma merkezleri dışında yaşayan Suriyelilerin dilencilik, fuhuş ve uyuşturucu satıcılığı faaliyetleri sonucu toplumsal dokunun zarar görmesi ve genel olarak yaşam standartlarındaki düşüş gibi sosyal sorunlardan da çok sık şikayet edilir hale gelinmiştir.

Bu güne kadar hiç aklımızın ucundan geçmeyen bir başka konu ise, istihbarat ve emniyet güçlerimizin, sığınmacıların örf ve adetlerini, sosyal yaşam kaidelerini ve dillerini bilmemesi gerçeğidir. Bundan daha garip ve enteresan olanı ise, istihbarat ve emniyet elemanlarının bu bilgilerle donatılması için hiçbir çalışmanın da olmamasıdır.

Türkiye'deki sayıları 4 milyona yaklaşan Suriyelilerin gerek devlet hazinesine olan maliyetleri gerekse yol açtıkları sosyal sorunlar göz önünde bulundurulduğunda ülkenin uzun vadede bir kaos ortamına sürüklenmemesi için birtakım önlemler alınmasının gerektiği düşünülebilir.

Esasen sorunun en kesin çözümü açık sınır politikasından vazgeçilmesi ve geçici korumanın tamamen sona erdirilmesidir.

Ana hatlarıyla özetlemeye çalıştığımız, sığınmacılar meselesi Türkiye'nin gelecekteki en büyük meselesi olacaktır. Türkiye bir an önce Suriyeli sığınmacıların eve dönüşünü teşvik etmelidir. Yoksa hiçbir Suriyeli ülkesine dönmeyecektir.

Yaklaşık 1 milyon genç nüfusu olan sığınmacıların yerine Türk askerinin şehit olmasını da gün gelecek kimse izah edemeyecek. Benim askerim orda savaşırken Suriyeli gençlerin cafelerde yada sahillerde eğlenmesi bu milletin kanına dokunmaz mı bir gün?

Kısacası: Yurdumuza ellerini kollarını sallaya - sallaya girmiş bu sığınmacıların içinden onlarca terör örgütü çıkmayacağını kim garanti edebilir? Aile bütünlüğünü kaybetmiş, başka bir kültürün içine balıklama gelmiş, yarınına güvenle bakamayan ve hiçbir sosyal güvencesi olmayan bir insanın elde edilmesi ve terörist olarak yetiştirilmesi çocuk oyuncağıdır. Türkiye düşmanı terör örgütleri bu insanları yakın takibe almışlardır bile.

Türkiye bir an önce bu sığınmacı meselesini çözmelidir. Eğer bu meseleyi çözmezse veya çözemezse bu mesele çok başımızı ağrıtacaktır. Sadece başımızı ağrıtmakla da kalsa şükrederiz de korkarım ki, birkaç uzvumuzu kangren eder.

Yarınlarına daha güvenli bakacağımız huzurlu ve mutlu Türkiye'de buluşma dileğiyle ...