Dr. Gül, hastanın “çabuk yorulma, hızlı nefes alma ve nefes darlığı” şikayetleriyle başvurduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Yaptığımız ekokardiyografik incelemede, hastamızda Patent Ductus Arteriosus (PDA) adı verilen doğumsal bir kalp rahatsızlığı tespit ettik. Normalde bebek doğduktan sonraki ilk 2-3 gün içinde kapanması gereken, aort ile akciğer atardamarı arasındaki küçük tünelin kapanmadığını gördük. Bu durum, her kalp atımında aorttan akciğer damarına fazladan kan geçişine ve dolayısıyla hastada nefes darlığı ve çabuk yorulmaya neden oluyordu.”
Açıklamasında açık kalp ameliyatına gerek kalmadan yapılan tedaviye de değinen Gül, şu bilgileri verdi:
“Hastamıza bu doğuştan açık kalan bağlantının, kapalı yöntemle (kateter yöntemiyle) kapatılabileceğini anlattık. İşlem sırasında aort damarına verdiğimiz boyar maddenin, aradaki küçük tünelden akciğer damarına geçtiğini görüntüledik. Daha sonra ince bir tel ve kateter yardımıyla bu tünel üzerinden geçerek orta boy bir kapatma cihazı yerleştirdik. Cihazın bir ucu akciğer damarında, diğer ucu aort damarında olacak şekilde konumlandırıldı.”
Başarılı operasyonun ardından, iki damar arasındaki anormal kan geçişinin tamamen durduğunu belirten Doç. Dr. Gül, hastanın durumunun kısa sürede düzeldiğini vurguladı:
“Yaklaşık 15 gün sonra yapılan kontrollerde cihazın yerinde olduğu ve artık iki damar arasında hiçbir geçiş kalmadığı görüldü. Hastamızın sadece 15 gün içinde bile yaşam kalitesi belirgin şekilde arttı; nefes darlığı, çabuk yorulma ve hızlı nefes alma şikayetleri tamamen ortadan kalktı.”
Dr. Gül, doğuştan kalp rahatsızlıklarının erken tanısının önemine dikkat çekerek, rutin kalp muayenelerinin özellikle çocukluk döneminde ihmal edilmemesi gerektiğini de hatırlattı.