Geçen haftada ki Gaziantep yenilgisinin ardından, bu haftanın başlarında da rakiplerimizin puan kayıpları, Bolu maçı öncesi bizi yani taraftarı çok ateşledi, heyecanlandırdı, heveslendirdi, hırslandırdı ve mutlak üç puana derin bir nefes çekeceğiz derken, takım sahaya ellerinde anlaşılmaz bir pankartla çıkıyor veya çıkartılıyor. Oysaki bugün 18 Mart, Çanakkale Zaferi, bu önemli zaferi anlatan bir pankartla sahaya çıkmak varken, pankartta bambaşka bir yazı… Bunu anlamak mümkün değil, anlatmakta mümkün değil sanırım. Oysaki Samsun spor resmi sitesine girişte Çanakkale zaferi ile ilgili görsellikler ve kutlamalar belirtilmiş…
Kafamızda bu konuda deli sorular varken maç başlıyor. Dikkatimizi çeken ilk şey Ayite’nin acayip şekilde yürümesi ve belini devamlı ovuşturması. Sonradan öğrendik ki belinden sorunu varmış ama oynamak istemiş, teknik heyette bunu onaylamış. Ayrıca son antrenmanda ağrılarının devam etmesi nedeniyle çıkmamış. Ama ne oldu, 39 dakika sahada bizi 10 kişi bıraktı ve sonra kendi isteği ile oyundan çıktı ama yerine giren Kenan ile yine 10 kişi oynamaya devam ettik. İlk 45 dakika topçu kardeşlerde ne hırs, ne istek, ne heyecan, ne heves, hiçbir his yok. His olmadığı gibi pozisyon da yoktu sahada. Bizim hırsımızın heyecanımızın üçte biri olsaydı bu kardeşlerde, baskı ve prese dayanamayan Bolu sporu ilk yarıda mat ederdik.
İkinci yarıda biraz kıpırdadık ama, doğaçlama ve bilinçsizce geliştirdiğimiz veya geliştirmeye çalıştığımız ataklar rakip ceza alanında sönüp kaldı Kenar açıklarımızın, son çizgiye kadar inip topu ortalama yerine, ısrarla topla içeri doğru girmelerini anlamış değilim. 79 da Enes’in yerine oyuna giren Angan, üç kere son çizgiye kadar inerek topu kesmesi sonucu hep tehlike yarattık rakip ceza alanında. Bunlardan birinde Samaras’ın kafa vuruşu direkte patladı. Bu yarıda verilmeyen penaltılardan sonra, hakem Galip BİTİGEN’e taraftarın haklı olarak isyanı vardı. Bu isyanı dışa vurarak, sahaya giren taraftara kızmamak lazım bence. Umarım para cezasıyla bu iş kapanır gider. Ama daha dikkatli olmalıyız sanırım.