Birinci Bağımlılık: Nikotin ve Beyin Kimyası
Dr. İnce, sigarayı bırakmayı zorlaştıran ilk faktörün kimyasal bağımlılık olduğunu belirtiyor. Sigara içildiğinde vücuda giren nikotin, beyindeki nikotinik asetilkolin reseptörlerine bağlanıyor. Bu bağlanma, beynin dopamin ve opioit adı verilen mutluluk ve haz duygularını yöneten kimyasalları salgılamasına yol açıyor.
Bu iki madde, kullanıcıda geçici olarak keyif, huzur ve ağrı kesici etkiler yaratarak sigaraya karşı güçlü bir istek doğuruyor. Nikotinin alkol ve bazı uyuşturucularla benzer bağımlılık potansiyeline sahip olduğu ise artık bilimsel olarak da kabul edilmiş durumda.
Genetik Faktörler de Etkili
Bazı bireylerde ise genetik olarak dopamin reseptörlerini oluşturan genlerde (özellikle D2 reseptörü geninde) bir defekt bulunabiliyor. İlginç bir şekilde bu genetik farklılık, kişilerin sigaraya kolayca bağımlı olmamalarını sağlıyor. Yani bazı insanlar sigara içseler bile uzun süreli kullanım geliştirmeden bırakabiliyor. Bu da sigara bağımlılığının kişiden kişiye neden bu kadar farklılık gösterdiğini açıklıyor.
İkinci Bağımlılık: Sosyal ve Psikolojik Etki
Sigarayı bırakmayı zorlaştıran ikinci temel unsur ise sosyal ve psikolojik bağımlılık. Sigara, diğer bağımlılık yapıcı maddelerden farklı olarak, toplumda kabul gören bir davranış biçimi hâline gelmiş durumda. Sevinçte, kederde, sosyalleşme anlarında sigara adeta bir “eşlikçi” rolü üstleniyor.
“Keyif sigarası”, “dert sigarası” gibi ifadeler bile, sigaranın bireyin ruh hâline ne kadar entegre olduğunu gösteriyor. Bu da sigarayı sadece fiziksel değil, duygusal düzeyde de bırakmayı zorlaştırıyor.
Sigarayı Bırakmak Mümkün Ama Kolay Değil
Dr. Özgür İnce’ye göre sigarayı bırakmak, farkındalıkla başlayan, bilimsel destekle sürdürülen bir süreç. Biyolojik, genetik ve sosyal faktörlerin farkına varmak bu yolculuğun ilk adımını oluşturuyor.