“Hayvancılık ve Tarım Alanında Büyük Riskler Barındırıyor”

Tasarıda yer alan birçok muğlak ve teknik olarak belirsiz düzenlemenin ciddi endişelere yol açtığını ifade eden Karkucak, özellikle tarım ve hayvancılık sektörleri açısından büyük riskler barındırdığını dile getirdi. “Metan gazı gibi doğal süreçlerden kaynaklanan salımlar nedeniyle hayvancılığı hedef alan maddeler, hâlihazırda geçim savaşı veren üreticilerimizi daha da zor durumda bırakacaktır. Bu durum, sektörel küçülmeye ve yerli üretimin gerilemesine neden olur” dedi.

Tarımda Merkezi Denetim Tehlikesi

Dr. Ahmet Karkucak, tasarı kapsamında öngörülen “sertifikalı ürün” uygulamasıyla çiftçilerin ne ekeceğine bile karar veremez hale geleceğini belirterek, “Bu yaklaşım, tarımsal üretimde merkezi denetimi artırırken, üreticinin karar alma özgürlüğünü ortadan kaldırmakta ve kamu yararı doğrultusunda sürdürülebilirliği kısıtlamaktadır” şeklinde konuştu.

Deprem fırsatçıları online!  Çadır fiyatları bir anda fırladı Deprem fırsatçıları online! Çadır fiyatları bir anda fırladı

Ekonomik Egemenlik Uyarısı

Enerji, sanayi ve ulaşım gibi stratejik sektörlerde öngörülen emisyon azaltımı yükümlülüklerinin, Türkiye’nin üretim gücünü sınırlayabileceğini vurgulayan Karkucak, “Küresel karbon piyasalarına entegrasyon ile birlikte, stratejik ürünlerin üretim maliyetleri ve miktarları uluslararası mekanizmaların etkisi altına girecektir. Bu da ülkemizin ekonomik ve ticari egemenliği açısından ciddi bir tehdittir” dedi.

Sosyal Yansımalar Göz Ardı Edildi

Karkucak, tasarının sosyal etkilerinin yeterince değerlendirilmediğini belirterek şu uyarıda bulundu: “Elektrikli araçlara geçiş sürecinde uygulanabilecek yakıt kısıtlamaları, özellikle kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın ulaşım hakkını olumsuz yönde etkileyecek, gündelik yaşamı zorlaştıracaktır.”

“Bu Tasarı Derhal Geri Çekilmelidir”

Açıklamasının sonunda, tasarının kamu yararından uzak olduğunu vurgulayan Dr. Ahmet Karkucak şu ifadeleri kullandı:

“Bu yasa tasarısı, yerli üreticiyi zayıflatan, tarım ve hayvancılığı baskı altına alan, sosyal ve ekonomik gerçekliklerle örtüşmeyen bir metindir. Bu nedenle derhal geri çekilmeli, tüm kesimlerin katılımıyla, milli çıkarlarımızı gözeten ve daha etkin bir strateji ile şekillendirilmiş yeni bir iklim politikası çerçevesi oluşturulmalıdır.
Anahtar Parti olarak bizler, bu sürecin her aşamasında halkımızın ve üreticilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.”