Yeni bir sayfaya, yeni bir heyecanla başlamak, hele hele bu sayfaya üç puan yazdırmak önemliydi bu ilk maçta. Tutuk ve uyumsuz başladık maça.
Topçular arasında ki kopukluk aleni belliydi. Takımın bu uyumsuzluk ve kopukluğunu gidermek için zamana ihtiyaç olduğunu gördük bu akşam.
İlk 45.dakikada ne ve nasıl oynadığımız hiç belli değildi. Belli olan sadece uzun pas sevdamızdı.
Kapalı defans karşısında kanatlardan gelmediğin sürece, nasıl oynarsan oyna bu defansı açamazsın.
Orta alanda kalabalık gözüktük ama sadece bu; kuru ve saçma bir kalabalık. Pozisyon üretemeyen, topa yön veremeyen ve birbirleriyle uyumsuz bir orta alan.
Dedim ya; bu arkadaşların tek ilacı sanırım ‘’ zaman ‘’. Bireysel olarak kaliteli bir oyuncu topluluğunu yakaladık bu sezon.
İnşallah bu topçuların birbirlerini tanıma ve uyum süreci kısa sürer..
İkinci 45.dakikada Taşkın hocanın yaptığı oyuncu değişiklikleri yerindeydi.
Oyuna aldığı İlyas, Erhan ve Okan’la orta alanı canlandırarak, dördüncü bölgeye geçiş pozisyonlarının çoğalmasını sağladı.
Muhammet Beşir’in, rakip ceza alanındaki şansızlığı umarım uzun sürmez.
Karşılaşmanın son dakikaları olmasına rağmen, bu sıcak ve nemli havada, Ercan, İlyas, İrfan ve Savaş’ın rakibe pres yapması alkışa değerdi.
Alkışa değer bir başka olayda Sayın YILDIRIM ve UYANIK’ın stada bir taraftar gibi formalarıyla gelip destek vermeleriydi.
Gecenin en kötüsü ve en çirkini patates tarlasına benzeyen 19 Mayıs Stadyumu'nun kötü çimleriydi.