banner388

Atatürk’ü içine sindiremeyen, din arkasına sığınan, sözde İslam savunucularına, laikliği halen din düşmanlığı olarak gören, atamıza her fırsatta dil uzatan, kin ve nefret kusan, açık açık düşmanlık eden din tüccarlarına ve bunlara fırsat verenlere benim de iki çift lafım olacak.

Atatürk düşmanı bu insanların nerede ve kimler tarafından yetiştirildiğini merak ediyorum doğrusu. Bu insanlarla biz aynı sınıflarda, aynı sıralarda oturmadık mı? Aynı tarihi, aynı coğrafya da okumadık mı? Saldırmak için zihinleri sürekli bir kılıf arayan zır cahiller; bugün Atatürk hakkında tükürüğünü saça saça konuşabiliyorsan o özgürlüğü bile sana Atatürk verdi.

Özellikle Atatürk’e dil uzatan kadınları hiç anlayamıyorum.

Ve dikkat ediyorum. Tezatlığa bakın ki; bir zamanlar evdeki öküzden bile sonra gelen kadını Atatürk aldı omuzlar üzerine yükseltti.

Şimdi o yükselttiği kadın; Anadolu’nun bir köyünde filancanın dördüncü karısı olup sesini bile çıkaramayacakken, Türkiye Cumhuriyet’inin en iyi makamından Atatürk’e dil uzatıyor. Bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir vurdumduymazlık, nasıl bir vefasızlık bilemedim.

Atatürk’ten nefret eden arap hayranlarının o kadar çok sebebi var ki, saymakla bitmez. Kula kul olan kulları millet yapması işlerine gelmedi elbette.

Akıl dedi, bilim dedi, ilim dedi. Aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetişsin istedi. Dini devlet işlerine alet etmeyin dedi, dinsiz ilan edildi.

Ve bu topraklar dini kullanarak devlet yönetimine sızan cemaatlerden çok çekti. Atatürk’ü dinsiz ve din düşmanı olarak gösterenlere yine Atamızın ağzından cevap vermek en güzeli. Tarih 17 Aralık 1927. Yer TBMM: "Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis, bu tip yapılar din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı'yı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil, yüz yıla kalmadan, eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirine düşeceklerdir. Ayrıca, unutmayın ki o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır."

Tarihteki muhterem zatların, dâhilerin, büyük devlet adamlarının hayatına baktığımızda cahiller tarafından ne kadar tenkit edildiklerini ne kadar eziyet çektiklerini ne kadar düşmanları olduğunu görürüz. Bu hiçbir zaman değişmeyecek. Dünde böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Elbette, bilimi, aklı, uygarlığı öne çıkaran, çağdaş, modern ve laik bir devlet kuran Atatürk de hem içerde hem dışarıda bir takım bozuk emelleri olan insanlara batacak. Meyve veren ağaç taşlanır misali Atatürk ve ilkeleri de taşlanacak.

Onlar taşlaya dursun o ağaç hep meyve verecek. Güzel ülkemde Cumhuriyetin yetiştirdiği Cumhuriyet çocukları, Cumhuriyet kadınları, Cumhuriyet erkekleri o ağacı hep sulayacak. Cumhuriyet sevdası, Atatürk sevdası tüm düşmanlara inat gönüllerde yeşerecek.

Belçikalı aydın Daniel Dumoilin “-Türkler Atatürk’ü Allah’a, geri kalan her şeyi Atatürk’e borçludur derken noktayı koymuştur zaten. Seni Allah’a…geri kalan her şeyi sana borçluyuz Atam! Ruhun şad olsun. Biz senden razıyız, Rabbimde senden razı olsun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.