Samsun Barosu Başkanı Kerami Gürbüz, Açık Cezaevine Ayrılma Yönetmeliği değiştirilmesi sonucu 10 yıldan az ceza ve kapalı cezaevinde 1 ayını geçiren suçluların açık cezaevine girebilmesiyle ilgili olarak, “Tam gün olarak tarihini hatırlamıyorum ama 2017’nin Şubat yönetmelikte değişiklik yapıldı. Gibi on yıl ve altında ceza alanlar, infazı 10 yıl ve altında olanlar değil. Örneğin yirmi yıl ceza alan birisinin en az on üç yıl cezaevinde yatması gerekiyor. On üç yıl attıktan sonra tahliye ediliyor. Bu şekilde değil. Diyelim on yıl ceza almış altı buçuk yıl yatması gereken ya da onun altında ceza alıp az süre yatması gereken mahkumlarla alakalı bir düzenleme yapıldı. Ve orada da üst üste iki kez tekerrür hükümleri uygulanmamış olanlar ve cezaevinde yatarken yanılmıyorsam beş kez hürrü hapsi ya da disiplin cezası almamış olanlar müebbet, cinsel suçlar, anasayasal düzenle alakalı suçlar gibi suçlardan mahkumiyet olmamak kaydıyla bir ay kapalı cezaevinde kaldıktan sonra açık cezaevine geçebileceklerine dair bir idari düzenleme yapıldı. Yönetmelikte düzenlemeye gidildi” şeklinde konuştu.
“Bir çözüm üretmek gerekiyor”
Cezaevimizin mevcudunun neredeyse iki katında ve iki katının da üzerinde diyen Gürbüz, “Bir çözüm üretmek gerekiyor. Hedeflenen şey cezadan anlaşılması gereken cezanın muhatabını ıslah edebilmek ve cezadan elde edilmesi toplumsal fayda cezai işleyenler açısından caydırıcı olması ve bu şahsın bir daha suç işlememek üzere topluma kazandırılması gerekiyor.” dedi.
“Silah bir eğlence, kutlama aracı haline bile getirildi”
Başkan Gürbüz, Samsun’un bir vakıf tarafından yayınlanan şiddet haritası verilerinde 2.olması ve ruhsatsız silah edinebilmenin çok kolay ve ucuz olduğunu, bunun da önüne geçilmesiyle ilgili, “Artık çocuklarımız köy düğünlerine gitmekten çekinir hale geldi. Bir kere silah denilen hadiseyi insanların kendini koruma aracı olarak kullanmak dışındaki her türlü kullanım şeklinin yanlış olduğu ile alakalı bir bilince sahip kılabilmemiz lazım. Silah bir eğlence, kutlama aracı haline bile getirildi. Son zamanlarda internet medyasında falan çok gündeme geldi” dedi.
“Türkiye’de 250 binin üzerinde şahıs denetimli serbestlikten yararlandı”
Gürbüz, 15 Temmuz’da sonra Denetimli Serbestlik Yasası’nda yapılan değişiklik kapsamında 4 yılın altında ceza alan kişilerin denetimli serbestliğe tabi tutulmasıyla ilgili de, “Burada felsefe olarak amaçlanan şey şuydu aslıda. Özellikle uyuşturucu bağımlısı mahkumların rehabilite edilmesine imkan sağlayabilmek. Ve yine bir takım sosyal, kültürel, değişsel faaliyetlerle bu insanlara bazı konularda yeteneklerini ortaya çıkartıp bazı üretimde bulunmalarını bazı eserler üretmelerine imkan sağlamak gibi amaçlar söz konusu bu uygulama da. Nitekim geçen sene itibariyle tüm Türkiye’de 250 binin üzerinde şahıs bu denetimli serbestlik hakkından imkanından yararlandı. Bunun dünyada da başta ABD olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde de uygulama alanı bulduğunu görüyoruz. Maalesef bu nokta da dengeleri sağlamaya yönelik mevcut durum nedeniyle mevcut durumu bir miktar tolere etmeye yönelik bir tedbir olarak değerlendiriyorum. Aslında bakarsanız tolumda niye bu kadar çok kriminal tipler türemeye başladı. Çok bütüncül yaklaşılması gereken sadece işin bir boyutuyla değil tüm boyutlarıyla ele alınması gereken bir problem olarak nitelendiriyor” dedi.
Hüküm 1 Ocak 2018’den itibaren yürürlüğe girecek
Gürbüz, İş Mahkemeleri Kanunu tasarısı, TBMM Genel kurulunda kabul edilerek, yasalaştı. Kanunla, “dava şartı olarak arabuluculuk” kurumu da ilk kez hukuka girmiş oldu. İşçi veya işveren arasındaki uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunda kılındı. Bu yeni düzenlemenin artı ve eksikleri hakkında da, “Bu yeni İş Mahkeme’leri Yasası’nı birçok maddesi şuanda yürürlüğe girdi. Bu bahsettiğiniz işçi işveren arasındaki belli uyuşmazlıkları hatta istisna harici tamamına yakın uyuşmazlığın zorunlu olarak arabulucuya götürülmesi ile alakalı hüküm 1 Ocak 2018’den itibaren yani yaklaşık bir ay sonra yürürlüğe girmiş olacak. Türkiye yeni bir uygulamaya adım atmış oluyor. Türkiye bir de uyuşmazlıkları alternatif bir biçimde bu şekilde çözebilir miyiz sorusunun arayışı içindeyiz. Takdir ederseniz ki çok meşhur bir söz var. Diyor ki gençken adalet adalet değildir. Gerçekten de öyle bugün bir iş davası açıyorsunuz. Nerden bakarsanız bakın en iyimser ihtimalle dava bir buçuk yıl gibi bir sürede sonuçlanıyor. Bu süreç gerçekten yıpratıcı bir süreç” diye konuştu.
Haber: Müberra Taşçı
