Bakliyatçılar eskiden Unkapanı'ndaydı..
Sahildeydi...
Sonra oradan kalktılar.
Eyüp ilçesine Rami kışlasının hemen yanına taşındılar..
Sene 1986, yani neredeyse çeyrek asır olmuş..
Rami’den de ayrılacaklar..
2019 da Başakşehir' de Kayabaşı'nda olacaklar...
Hep taşınıyorlar, hep taşınacaklar.
Hep Devlet eli değecek, hep Ankara’dan bekleyecekler..
Rahmetli Valimiz Recep Yazıcıoğlu sormuştu Denizli’de.
Mustafa demişti: “Denizli 'yi beğendin mi?”
Valim demiştim: "Oturduğun bina bile depreme dayanıklı değil. Denizli'nin girişi, görüntüsü kasaba gibi.Binalar depreme göre değil, siyasetin insafına bırakılmış. Yollar dar,sokaklar dar. Kimse sağlıklı plan da yapmamış. Hani derler ya... Ağalar ne dediyse, şehirde o olmuş..."
Şaşırmıştı..
"Çarpık kentleşmenin mimarları, okullardan mezun diplomalı gençler değil.Yasalar karşısında bile ceza almayan ve devletten de huzur hakkı dışında kuruş almayan Yerel Meclis üyeleridir."
Şimdi kuru gıdadan söz açtık. Denizli’ye uzandık.
Ne sağlıklı örgütlenmişler, ne sağlıklı karar vermişler, beklemişler.
Devlet gelsin, çözsün.
Denizli’de beklemiş.
Rahmetli Valimiz geldi de eli yüzü düzgün hale getirdi Denizli’yi.
Rüzgar ekenlerin, fırtınalar biçtiğini öğrenemeyenler.
Kuru gıdanın köklerine destek olmayanların da
Yolları artık Şili'ye,Arjantin'e, yedi düvel Dünyaya uzanıyor..
Al getirde sat şimdi..Kayabaşı'nda.
Denizlinin pamuğunun ipliğinin kadrini bilmeyenler..
Ve üretimine destek yerine köstek olanların da
Çarşamba Ovasının değerini bilmeyenlerin de sonları Dünyayı arşınlamak olacak yakında.
Kim ki,üretime, toprağa destek olmaz, değirmeninde kendi ununu öğütmez.
Ekmeği de, buğdayı da, urbanı da, çulu da, çizmesi de, botu da özendirilen Avrupa, Asya, ABD patentli olacak..
E... Ne diyelim?
Çalışmayana ekmek yok.
Üretmeyene aş yok.
Rüzgar ekiyorsun.
Sonra da
Ah neler oldu diyorsun.
Hiç..
Fırtına geldi.
Torunlarına da anlat şimdi
ÜLKEN İÇİN NE YAPTIĞINI?
ÜLKEMİZİN GEÇMİŞİNİ...
Olmaz mı?
"Birgün bu memleketin yanağına öpücük, baş ucuna da bir not bırakıp gideceğim. Öyle güzel UYUYORDUN Kİ, Uyandırmaya kıyamadım..." (A.NESİN)
Dogru