Vali Kaymak'tan Samsunhaber.com Dergisi'ne çok özel açıklamalar

Samsun haber - Haziran 2017 tarihinde Tunceli Valiliği görevinden Samsun’a atanan ve kısa sürede tüm şehrin sevgisini kazanmayı başaran, taraftarın ‘Osman Baba’sı  Vali Osman Kaymak, okurlarımız için sorularımızı yanıtladı. İşte kaymakamlık yaptığı dönemlerden Samsunspor’un son durumuna kadar pek çok konuda açıklamalarda bulunan Vali Kaymak ile gerçekleştirdiğimiz o röportaj...

* Hukuk eğitiminiz sonrasında kaymakamlık kursuna katıldınız. Hukukçu olmak yerine idareci olmayı seçtiniz. Bu tercihin sebebi neydi? 

İşin doğrusu biz Hukuk Fakültesi mezunları, okulu bitirince kendimizi hakim olarak tanımlarız. Kürsüye geçeceğiz ve adalet dağıtacağız. Adalet dağıtmanı verdiği müthiş bir huzur vardır.  Hakim tarafları, savcıyı ve avukatları dinleyip, karar veriyor. Bu müthiş derecede zevkli bir durum. 

Mezun olduktan sonra bir yıl avukatlık stajı yaptım. O sene gerçekten benim kader senemdi diyebilirim. Devlet kaymakamları dil ve eğitim amaçlı olarak yurt dışına gönderiyordu. Bu durum da bana bu cazip geldi. Kaymakamlık sınavına girdim ve kazandım. Böylece hukukçuluktan ayrılmış olduk. Zaman zaman hakimlik yapsaydım dediğim anlar da oldu, ama mesleğimi seviyorum. 

Hakimler kararlarıyla konuşurlar, idareciler ise icratları ile.

 İcracı olmak beni  müthiş derecede mutlu ediyor. İşimin yapıma daha uygun olduğunu sonradan keşfetmiş oldum. Hukukun adalet dağıtma yönündeki hazzının ötesinde, sahada olup insanları dinlemek ve direkt çözüm odaklı çalışmak da yapımda olan bir durum. 29 yıldır mesleğimi yaratanı hoş gör, yaratandan ötürü felsefesiyle severek icra ediyorum ve işimi ilk günkü gibi seviyorum. 

* Kuşkusuz en büyük doğal afetlerden biri deprem. Deprem bölgelerinde sık sık geçici görevlerde bulundunuz. Bu süreçlerde yaşadığınız ve hiç unutamadığınız bir olay oldu mu?

1999 depreminde ben Niğde’de vali yardımcısıydım. Deprem olduğunda  İstanbul’daydım. Ailemin yanına izne gitmiştim. Kardeşlerimle birlikte depreme yakalandık. Kaldığımız bina, bir hasar görmedi. Ancak Gölcük’te akrabalarımız vardı. Biz de  3-4 kardeş toplanıp, onlara yardım etmek için Gölcük’e gittik. 

Depremin o ilk yaşandığı günkü yolların karmaşıklığı ve ambulans sesleri hala kulaklarımda çınlar. 

Gölcük’teki  amcamın oğlu, eşi ve çocuğu rahmetli oldu. Onları enkazdan biz çıkardık. Onları enkazdan çıkardıktan sonra Gölcük Kaymakamı ne yapar diye yanına uğramak istedim. Kendisi de enkazdan daha yeni çıkmış ve etrafı sevdiklerine ulaşabilmek için yardım isteyen insanlar ve farklı şehirlerden, hatta ülkelerden gelen ve ‘Bize yer gösterin insanları kurtaralım’ diyen kurtarma ekipleri ile çevriliydi. Oldukça çaresiz bir durumda kalan kaymakama,  yapabileceğim bir şey var mı diye sordum ve içimden keşke bana da bir görev verseler diye geçirdim. Bunu gerçekten çok yürekten istemiştim. 

O anlık elimden geldiğince yardımcı oldum. Sonrasında makamıma döndüğümde masamda bir yazı vardı. Yazıda Kocaeli deprem bölgesine geçici olarak görevlendirildiniz yazıyordu. Kocaeli’ye gittim ve vali bana ‘Gölcük’te sıkıntı var, seni Gölcük Kaymakamlığına yardımcı olmak üzere görevlendiriyorum’ diyince tarifi zor duygular içinde kaldım.

Meslek hayatım boyunca en çok o dönemde insanlara yardımcı oldum. Ölümden dönmüş, büyük bir tramva yaşamış bir insanı hatırlıyorum. Kriz geçirmiş yardım istiyordu.  Ona bir konuyu 10 kere anlattığımı hatırlıyorum. Gölcük’te 6 ay kadar çalıştım, güzel hizmetlerde bulunduk ve bunun karşılığında da çok güzel dualar aldım.  Daha sonra tecrübemiz de var diye Afyon depreminde yeniden görevlendirildim.

* Samsunspor'un en zor anında başlatmış olduğunuz kampanya ile tüm Samsunluların gönlünü fethettiniz ve taraftarın 'Osman Baba'sı oldunuz. Samsunspor'un gelinen noktadaki son durumunu değerlendirecek olursak, neler söylemek istersiniz?

Öncelikle spora ve futbola bakışımı açıklamak isterim. Sporu severim, lise dönemimde biraz futbol oynadım ama çok yakın da futbolla ilgili birisi değilim. Kötü tezahürat ve küfürler yüzünden maçlara gitmeyi pek sevmiyorum. 5-6 sene önce gittiğim birkaç maçta çok kötü küfürler duydum ve sonra bir daha maçlara gitmemem kararı aldım.Ama şimdi taraftar  olgunlaştı. Mesela Samsunspor’un taraftarını çok takdir ediyorum.  Centilmen ve Fair Play kurallarına uyan bir taraftar grubu olduklarını düşünüyorum. 

Beni Samsunspor’a iten konu ise şu oldu. Yönetim istifa etmiş, kimse aday olmuyor, futbolcuların ödemeleri gelmiş ihtar çekilmiş ve 10-15 futbolcu aynı anda diğer takımlardan teklif almışlar. Biz o gün öyle bir kampanya başlatmasaydık takımdaki en iyi oyuncular gideceklerdi.  Baktım ki kimse sahip çıkmıyor, durumu seyretmek yerine ilgilenelim dedik ve bu şekilde bir kampanya başlattık. Bu kampanyanın asıl kahramanları halkımızdır. Çünkü insanlar buna cevap vermeselerdi kampanya başladığı gibi biterdi. Bu yüzden  Samsunlulara çok teşekkür ediyorum. 

Samsunspor hepimizin takımıdır. Ortada bir hasta varsa hastayı kendi halinde bırakıp öl demek insanlık dışı bir şeyse,  Samsunspor’u da o durumda sadece seyredip, kendi haline bırakmak bana göre Samsunlulara yakışmaz. Olaya öyle baktım ve müdahil oldum. Çok şükür takımı zor durumdan kurtarmış olduk, ama sıkıntı hala devam ediyor. Malum kayyum atandı. Şimdi ilk hedefimiz ligden düşmemek ve inanıyorum ki düşmeyeceğiz. Geçen Elazığlılar gelmişti, devre arası beraber sohbet ettik. Yöneticilere borcumuzun olduğunu söyledim. Ne kadar borcunuz var diye sordular. 55 milyon dedim. Buna karşılık ‘Ya o borç değil ki biz 100 milyon ödedik’ dediler. Elazığ Samsun kadar büyük bir il de değil, ama 100 milyon ödemişler. Onlar bunu ödeyebiliyorlarsa biz neden ödeyemeyelim. 

Valilik olarak elimizden ne gelirse yapacağız. Bir şehrin turizm ve tarihi değerlerinin tanıtılmasının en güzel yolu spordur.  Spor branşları arasında en iyi tanıtım yapan da futboldur. Futbol, en çok rantın, tanıtımın, etkileşimin olduğu spordur.  Düşünün Samsunspor’un Süper Lige çıktığını ve Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi takımlarla karşılaştığınızı ... Müthiş bir dinamizm olur. İnşallah bu çabalar boşa gitmeyecek. 

•    Göreve geldiğiniz günden bu yana geçen sürede Samsun’u değerlendirecek olursak neler söylemek istersiniz? Samsun’la ilgili en büyük hayaliniz nedir?

Daha önce Suluova Kaymakamıyken Samsun’a ara ara gidip geliyordum. Karadeniz Bölgesinin en büyük ili olan Samsun, çevre illeri de destekleyen öncü bir ildir. Karadeniz Bölgesinin Amiral Gemisi diyoruz Samsun’a. 
Bir şehri dışarıdan görmek ile o şehirde çalışmak çok farklı oluyor. Şehri tanımak için yaşamak gerekiyor. Aslında benim şehri tanıma faaliyetim hala devam ediyor. Bir şehri iyi tanımak, teşhis etmek doğru karar almanın yarısıdır. Bu anlamda tanıma faaliyetlerini önemsiyorum. Sık sık ilçeleri ziyarette bulunuyoruz, programlar düzenliyoruz. Samsun’u tanıyarak Samsun’un sorunlarını tespit ederek, çözüm yolunda da birlikte çalışıyoruz.

 Samsun büyük potansiyeli olan bir ildir. Sahip olduğu iki ovasıyla bir tarım deposudur. Bir tarım kenti olarak daha da geliştirilmelidir. Bu değerlerimizi daha da iyi kullanıp, katma değerini artırarak ilimizi zenginleştirmemiz gerekiyor. Geçmişte göç vermişiz ama artık ilimizde göç durdu. Hatta artık göç alıyoruz. 

Samsun’da  lise ve ortaöğretimde 240 bin öğrencimiz, üniversitede de 60 bin öğrencimiz var. 300 bin genç... Bu gençler ilerde bizden iş, aş isteyecekler.  Yapamadığımız takdirde şuan göç alan şehir yarın tekrar göç vermeye başlayacaktır. 

Refahın yolu ekonomik kalkınmadan geçer. Samsun’un sahip olduğu potansiyel, şuan iki Samsun’a daha bakmaya yeter. Dinamizmini harekete geçirirse, kaynaklarını çok iyi kullanırsa bunu yapabileceğini düşünüyorum. Tabi burada da şüphesiz hükümetimizin, milletvekillerimizin, Sayın Sağlık Bakanımızın ilimizden olması büyük bir şans ve avantaj. Her dönem Samsunlu bir bakanımızın olması büyük bir avantaj. Bu durum hükümetimizin Samsun’u önemsediğinin bir göstergesidir. İki spor bakanımızın olduğu dönemlerde gerçekten spor alt yapısına kavuştuk. Çok sayıda spor tesisimizin olması bizler için çok büyük bir şanstır. Bu yüzden Samsun’a spor kenti diyoruz. Sayın Sağlık Bakanımızın da ilimizden olması aynı şekilde çok büyük bir şanstır. İnşallah Sayın Sağlık Bakanımız Ahmet Demircan döneminde de sağlık eksikliklerimizi gidereceğiz.

Sayın Bakanımızın öncülüğünde, milletvekillerimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız ve tüm idarecilerimizle daha yaşanabilir, yaşam kalitesi yüksek, daha mutlu bir Samsun hedefi ile çalışıyoruz. Aramızda çok güzel bir diyalog var. Samsun’un bir sorunu olduğu zaman herkes siyasi ve kendi önceliğini bir kenara bırakarak  ben ne yapabilirim diye düşünmelidir.

Samsun’u, Samsunluları seviyorum. Samsun ilk adım şehri diyoruz. Samsunluların milliyetçi yapıları beni hizmet etme konusunda motive ediyor. Böyle vatansever, milliyetçi insanların olduğu bir kentte hizmet etmek benim için onur ve şereftir. Onları mutlu etmek bizlerin en büyük vazifesidir. İnşallah Samsun’da kaldığım süre içerisinde güzel hizmetler yapmak  nasip olur. Bu aramızda kurulan dostluk daha da artıp büyüyerek kalıcı dostluklara döner. 

Vatandaşlarımıza hizmet ederek buradan güzel hatıralarla ayrılmayı hayal ediyorum. Görevimiz bittiğinde insanların arkamdan ‘Allah razı olsun güzel işler yaptı ve güzel hizmetlere vesile oldu’ derlerse bu benim için en büyük onur olur. 

Ben insanlarla iletişim kurmayı seviyorum ve yanıma gelenlerin derdini nasıl çözebilirim diye düşünüyorum. Buradan bu vesile ile bürokrat arkadaşlara sesleniyorum; Lütfen çözüm odaklı çalışalım. Yönetmelikler insanlara hizmet etmek için vardır. Biz bu makamlarda insanlara eziyet için değil, hizmet etmek için varız.

İnsanların güvenini kazanmak çok önemli. Yaşadığımız ilde müdahil olmamız gereken konularda seyirci olup, makamlarda gün geçirmek yerine risk alarak olaylara müdahale etmeliyiz. Hep birlikte soruna odaklanır ve çözümü yönünde bir  irade koyarsak,  çözülemeyecek bir sorunun olmayacağını düşünüyorum. 

Bu vesile ile tüm Samsunlu hemşehrilerime sevgi ve saygılarımı sunarak, yayın hayatınızda başarılar dilerim.