KÖTÜ alışkanlıklara DUR!  denmeli;

Abone Ol

Gençlik bir milleti ayakta tutan en büyük güçtür. Gençlik bir ülkenin dinamizmi, geleceği, ufku ve yarınlarının sahibi olacak nesillerdir. Eğer bir millet genç nesillerine sahip çıkmaz, onları maddi, manevi varlıklarıyla ve çağın bilgi, teknoloji ve sanat dallarıyla donatamazsa, bir başka deyimle onları çağa uygun şartlarla eğitemezse o ülkenin geleceği karanlıktır, kaostur, sahipsizdir ve geri kalmışlıktır.                                                                

Bunun sonucu madden ve manen çöküşün bütün temelleri atılmış, her türlü toplumsal hastalıkların besin kaynakları oluşmuş demektir.                                                                                                              

Çağımızın vebası olarak bilinen ”UYUŞTURUCU” çağımız gençliğini derinden etkilemekte, bunalımlar ve onarılması güç yıkımlar meydana getirmektedir. Gençler, maddi ve ruhi bunalımlarını uyuşturucu vasıtasıyla güya unutmaya çalışmakta ve sorunlarından aldatıcı da olsa kurtulmaya çalışmaktadırlar. Hatta “ALTIN VURUŞ” dedikleri ölüme yolculuğu, kurtuluş olarak görmektedirler.                                                                                                

Ne acıdır ki bütün bu sonuçlar toplumu derinden sarsmakta, nice gençleri felâketlere sürüklemekte, nice anne ve babaları kahretmekte, onların dünyalarını yıkmaktadır. İnsan ve insanlığı korumak isteyen, bu iki tehlikeye karşı uyanık olmak zorundadır. Dünya genelinde istatistikler gözden geçirilir, günlük basın ve medya iyi izlenirse, günümüz insanı ve toplumlardaki bela ve felaketlerde “ALKOL VE UYUŞTURUCU”nun izleri hemen gözükür. Bunlardan birisi ülkemizde olan trafik kazalarıdır. Trafik kazaları ülkemizde bir felaket haline gelmiş, her yıl binlerce insanımızı bu kazalarda maalesef kaybediyoruz ve sakat bırakıyoruz.                                                                                                               

Ülkemizde olan trafik kazalarının %61’nin alkollü insanlar tarafından yapıldığı yetkililerce açıklanmaktadır.

Günümüz toplumlarını rahatsız eden; TERÖR, BÖLÜCÜLÜK, İNTİHAR, CİNAYET ve TRAFİK BELASINDA bu iki illetin çok büyük rolü vardır. İntihar saldırılarında kullanılan fertlerin uyuşturucu müptelalarından seçilmesi tesadüfi değildir. Dünyada olduğu gibi, son yıllarda Türkiye de de UYUŞTURUCU VE ALKOLİZM’in belli çevrelerce teşvik edilip yaygınlaştırılmakta olduğu gözlenmektedir.                                                                             

Gençlerimizi bu tuzağa çekmek isteyenler, onlara pembe laflar söyleyerek kandırmaya çalışmakta ve içlerine çekmektedirler.

Sigaraya alışır gibi, Alkol ve Uyuşturucuya alışan kişiler bu alışkanlıklarını ÇAĞDAŞLIK ve EĞLENCE vasıtası olarak sunmakta, sıkıntılardan kurtulma yolu olarak kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. Uyuşturucu bizim hem milli hem de dini inançlarımıza ters düşmesi ve güçlü aile yapımıza zarar veremeyeceği düşüncesiyle, ilk zamanlar ülkemizde pek dikkate alınmamıştı. Ancak ülkemiz üzerinde emelleri olanların gençlerimizi de bu bataklığa itmeleri gecikmemiştir. Ülkemiz uyuşturucu trafiğinde köprü haline getirilmiş, maalesef gençlerimizden bir kısmı bu tuzağa düşmüştür. Uyuşturucu maddeler niteliği ne olursa olsun ister tabii, isterse kimyasal yollarla elde edilsin sonuç olarak aynı zararlı etkileri göstermektedir.

Bir ülkede gençler arasında uyuşturucu madde alışkanlığının yayılması demek gelecekte ülkeyi, serseri, vatan ve millet sevgisinden uzak, milli ve manevi değerlerden mahrum kalmış insanlara teslim etmek demektir. Yapılan araştırmalara göre uyuşturucu kullanımı ülkemizde de yıldan yıla artış göstermekte olup, bu uyuşturucu belası Türk gençliğini ve ülkemizi büyük bir felakete sürüklemektedir. Son zamanlarda sokak ortalarında uyuşturucudan ölen insanları, dehşetle, ürpererek, televizyonlardan izliyoruz.                                                           Trafik işareti DUR! demeden, KÖTÜ alışkanlıklara DUR! denmeli;