banner388
banner390
banner410

Türkiye’de son yıllarda siyaset zemininde birbirleriyle mücadele eden politikacıların birbirlerine karşı kullandıkları üslupta ara renkler tamamen kayboldu. Mikrofon gören her politikacı yaydan fırlamış ok misali, sözlerinin nereye gittiğinin hesabını yapmadan konuşuyor.

Konuşmasını bilmek kadar susmasını bilmek de erdem aslında.

Atalarımız gırtlak dokuz boğum, sekizini yut birini söyle derken bu erdemin önemine dikkat çekmişler.

Birbirleri için ağza alınmayacak düzeyde kelimelerle, cümlelerle, istihza dolu ifadelerle saldırı moduna geçen politikacılar, elbette bunu kendi tabanlarını memnun etmek, “Ohh, ne güzel söyledi” diyebilmelerini sağlamak için yapıyorlar.

Freni boşalmış kamyon misali önüne gelen her şeyi kırıp döken bu tavırlarıyla siyasetçiler nezaketi, hoşgörüyü ortadan kaldırıyorlar. Kullandıkları dil toplumun tüm renklerinde hasarlar oluşturuyor, onulmaz yaralar açıyor. Bu çirkinlik süreci, hiç bitmeyen ağız dalaşlarına, kayıkçı kavgalarının sürüp gitmesine neden oluyor.

Siyasetin üslubunun giderek çirkinleştiği, tansiyonun tavan yaptığı, birbirlerine yönelik hakarete varan bir dille yaklaşıldığı bir dönemde, elbette insanlarımız da bu dilin kullanılmasından rahatsızlıklarını açıkça ifade ediyorlar.

Siyaset doğası gereği “Dil ile uğraşanların” işidir… Konuşmak ve toplumu etkilemekle ilgili olanların işidir…

Ama kullanılan dilin, nezih olması, temiz olması, hakkaniyetten uzak olmaması, muhatabını yaralamaması, istihza etmemesi gerekir.

Siyasetin dili güzel olmalı

İnsanları incitmeyen, muarızına en ağır ifadelerinde bile saygıyla Yaklaşmasını bilen cümleler kullanabilen siyasetçiler olmalı…

Ama bugün siyaset düzleminde bu dili kullanabilecek nitelikte ve kapasitede politikacı sayısının ne kadar az olduğunu siz de biliyorsunuz, ben de!

Sosyal medyanın bir hançer gibi hayatımıza girdiği bugün, tepedekilerin arasındaki kavgalar, insanlarımızın da birbirlerine karşı hakaret cümleleri kurmalarına neden oluyor.

Bu nedenle toplumun, kamuoyunun siyasetçilerin bu üslubunu değiştirmeleri, güzelleştirmeleri, ayrıştırma ve kamplaştırmadan uzaklaştırarak nezih bir sürece geçmeleri yönünde beklentilerini sarih şekilde ortaya koymaları gerekiyor.

Artık temiz dil arzumuzu yüksek tondan haykırma zamanı geldi, geçiyor.  Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) buyuruyor ki,

Özür dileyeceğin şeyi söyleme”

Gel de bu gerçeği, hitabet, belagat ve feraset fukaralarına anlat!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.