banner388

İnsanın kendisiyle yüzleştiği an ve durumlar aynalar mıdır?

Aynalarda insan kendisini nasıl görüyor?

İnsanlar hem kendilerinden hem de bulunduklarıyla sorumlu olduklarını düşünüyorlar mı? Düşünme insanın en güçlü yanı, edimi. Düşünebilme edimi ise ona özgürlük tanıyor mu? Bulunduğumuz dönemden ve koşullardan bir biçimde sorumluyuz. Bulundumuz dünya daha açıkçası coğrafyamız tam anlamıyla kaos, karmaşa ve gerilim yaşıyor. Her birey olarak öyle ya da böyle bizim de bir payımız var.

Susuyorsak, konuşmuyorsak, hakikatleri ifade edemiyorsak sorumluyuz.

İnsanın da belli bir gücü ve etki alanı var. İnancımızda yanlışlara doğrudan müdahale etme fırsatı tanınıyor.

Kötülüklere susma anlamına gelmiyor.

Onlara karşı hazır olma bilincidir bu. Gerek insan ilişkilerinde, gerek toplumsal ve devletlerarası ilişkilerde sadece kendine bakarak sağlıklı bir düşünüşe sahip olunamıyorsa yapılanların bir değeri olmaz.Bögemizde yaşananlar çok yönlü. Bizler de bu karmaşanın içinde bulunuyoruz.

İnsanlar ölüyor. Salgın döneminde sadece yaygın ve bulaşıcı hastalıktan ölenlere odaklıyız ve giderek de kanıksamış bulunuyoruz. Ölümler sıradan geliyor artık. İnsanlar en yakınlarına veya tanıdıklarına tanık olunca acı çekiyor ve üzülüyor.

Bu süreç küresel ve altından kalkılması şimdilik zor görünüyor.

Asıl önemlisi ardı arkası gelmeyen cinayetler, darplar ve vahşilikler.

Bu hem bireysel anlamda hem de toplumsal anlamda ciddi bir travma. Fakat bir yandan da örgütler ve toplumlar arası olanların etkisi çok daha ağır ve kalıcı.

Bir millet parçalara bölünmüşse, bir taraf diğer taraftakilerin ölümlerine seviniyor ve bayram ediyorsa burada ciddi sorunlar var.

Siyasî veya ırkî, mezhebi gerilimlerin sınırsızlığında kanlar durmadan akıyor ve bunlara bir çözüm, bir orta yol bulunamıyorsa o toplumlarda ciddî sorunlar bulunuyor.

İç dünyamızın aynası çok farklı. Buna vicdan da deniyor. Oysa sözünü ettiğimiz kesimlerin vicdanları kendine bakıyor, başkasını ne görüyor ne de dikkate alıyor. luslararası ilişkilerde de benzer bir durum var.

Türkiye’nin içinde bulunduğu durum elbette iç açıcı değil.

Yalnız  ve  kuşatılmışlık söz konusu. Asıl sorun insan, uluslararası, toplumlar ve ülkelerarası ilişkilere nesnel bakılmadıkça sağlıklı düşünülemez.

Deyimlerimiz kimi zaman bu gibi durumları iyi örneklerle açıklıyor.

“İğneyi  kendisine, çuvaldızı başkasına” deyimi önemli.

Çuvaldızı kendisine de batırabiliyor mu?

Bir de karşısındakinin vicdanıyla bir bakıp görebilsek, onun acılarını duyumsayabilsek.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Adnan SEZER 2021-12-07 20:40:16

Ağır olabilir ama, bence kısasa kısa.