banner388

Geleceğimiz olan çocuklarımız, gençlerimiz ve onları eğitmenin gündem olduğu bu günlerde şöyle bir etrafıma bakıyor ve şunları görüyorum.

Trilyonlarca paranın harcandığı bir eğitim sistemimiz var.                                                                                

 Ama çıkan ürünlere bakıldığında gerçekten bazen okula gitmeyenlerin sanki daha ahlaklı ve düzgün kişiler olduğu kanısına varıyor insan.                                                                                           

Okula giden çocuk daha hızlı bir bozulma, yozlaşma sürecine giriyor. “Okullar insanı düzeltme ve eğitme yeridir” diyoruz ama çocukların ve gençlerin daha da bozulduğuna şahit oluyoruz.

Peki neden? Bu kadar okul, öğretmen, araç-gerece rağmen ülke her yıl bütçeden en fazla payı eğitime ayırmasına rağmen neden düzelmiyor gençlik?

Suç oranı her geçen gün artıyor, uyuşturucu madde kullanımı ve ahlaki yozlaşmanın önü alınamıyor?                                                                                                                                                                 

Nerede yanlış yapıyoruz?

Kanaatimce biz eğitime bir pencereden bakıyor ve sadece bir yönden çözmeye çalışıyoruz. Çocuklarımız yalan konuşmasın, çok televizyon izlemesin, bilgisayar başında çok oturmasın, ders çalışsın kitap okusun okulda başarılı, toplumda saygın bir kişilik olsun diyoruz fakat bizim bu anlayışı sadece okulla oluşturamayacağımız gerçeğini gözden kaçırıyoruz.

Çocuk aile, çevre, okul ve televizyon-bilgisayar dediğimiz etkenlerin yetiştirdiği bir kişiliktir. Bu etkenler ıslah olmadıkça çocuğu da ıslah edemeyiz.

Cimri bir ailenin çocuğu cimri, küfürlü konuşan bir çevrenin çocuğu küfürbaz, okul ile ilgili yozlaştıran dizileri izleyen bir çocuklar topluluğundan ibaret olan okuldan da ancak o dizinin kahramanı kadar şahsiyetler ortaya çıkar.

Çocuğu sadece nasihat ve sözle düzeltmek en zor ve en verimsiz olan yoldur.

Çocuk yukarıda saydığımız etkenlerde gördüğünü kimsenin uyarısına gerek kalmadan taklit eder ve kişiliği oluşur. Buna şunu örnek verebiliriz; Hiç birimiz çocuğumuza konuştuğumuz dili öğretmek için eğitim vermeyiz. Biz konuşuruz çocuk dinler, bizi izler birde bakarız ki konuşmaya başlar. Aslında tüm özellikler böyle oluşur. İlk önce aile, televizyon sonra çevre ve okul sonra da bilgisayar ona eğitim verir. Ona kişilik kazandırır. Ondan sonra yapılacak nasihat çokta etki etmez. Aile olarak evde nasıl konuşuyor nasıl davranıyor neyi önemseyip neyi küçümsüyorsak bunlar çocuğun karakteri olur.

Örneğin; her gün Kur’an okuyan, namaz kılan, kitap okuyan, dua eden bir ailenin çocuğu bunları ahlak olarak benimser. Sadece çocuğunu dış etkilerden koruyan ancak eğitmeyen aileler çocuk ergenlik çağına erişip aileden bağımsızlaştığı zaman öyle bir hızlı bozulur ki herkes buna şaşırır. Yani suda onu sürekli elimizin üstünde tutarak boğulmaktan kurtaramayız. Yüzmeyi öğretene kadar onu elimizin üstünde tutmalıyız. Ve ona yüzmeyi öğretmeliyiz.

Bu eğitimi ve çevreyi kazandırmak ebeveynler için çok zordur.

Rabbim çocuklarımızı eğitme konusunda bize güç, kuvvet ve basiret versin inşallah.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Dr Recep Kırbaş 2021-10-13 12:58:36

Yazılarınızı ilgiyle okuyorum, güzel konulara değiniyorsunuz, yorumlarınızı tavsiyelerinizi beğenerek okuyorum. Elinize, yüreğinize sağlık.