banner388

Milletin iradesine darbe: 28 Şubat

Türk siyasi tarihine “postmodern darbe” olarak kazınan 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu bildirisinin üzerinden 24 yıl geçti.

Milletin iradesine darbe: 28 Şubat

Türk siyasi tarihine “postmodern darbe” olarak kazınan 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu bildirisinin üzerinden 24 yıl geçti.

28 Şubat 2021 Pazar 11:56
Milletin iradesine darbe: 28 Şubat

Türkiye 24 yıl önce adı sonradan  "post-modern darbe" olarak konulan müdahaleyle tanıştı. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutulmayan Türkiye tarihine kazınan o kara lekenin adı "28 Şubat" süreciydi.

Tarihler 24 Aralık 1995'i gösterirken  Genel seçimlerde ipi Refah Partisi göğüsledi. Bu sonuç aynı zamanda REFAH-YOL hükümetine giden sürecin işaret fişeği oldu.

Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı planın başrollerindeki isimdi. Koalisyon ortaklarına verdiği brifingde konu başlığı "laiklik ve irtica" idi. O günden sonra "irtica" sözcüğü uzun yıllar Türkiye'nin gündeminden hiç düşmedi.

Aczimendiler, Fadime Şahin-Müslüm Gündüz olayları... Tertiplenen tüm bu oyunlar planlanan darbeye zemin hazırlamak içindi. "Bir kısım medya" da sürece destek oldu. Başbakan Erbakan'ın kanaat önderlerine verdiği yemek darbecilerin planlarını hızlandırdı.

Sincan Belediyesinin düzenlediği Kudüs gecesi darbecilerin beklediği son adımdı. . O geceden 76 saat sonra Sincan sokaklarında tanklar görüldü. Aslında duyulan tank değil darbenin ayak sesleriydi.

EN UZUN MGK TOPLANTISI

28 Şubat 1997'de Çankaya Köşkü o güne kadarki en uzun Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapıldı.

Sivil ve askeri kanat masada karşı karşıyaydı. Kuruldan 18 maddelik sert bir bildiri çıktı, Erbakan bildiriyi imzalamadı. Ama günün sonunda kazanan darbeciler, kaybeden demokrasi oldu.

Sıra REFAH-YOL hükumetinin düşürülmesine gelmişti, devreye yargı sokuldu. Refah Partisi'nin kapatılması istemiyle dava açıldı. Necmettin Erbakan, görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

İstifa açıklamasının ardından Çankaya Köşkü hiç olmadığı kadar hareketliydi. Cumhurbaşkanı Demirel’in hükumeti kurma görevini kime vereceği Ankara’da cevap arayan soruydu. Görev Tansu Çiller yerine ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın oldu.

BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİLER OKULLARA ALINMADI

Darbenin ikinci perdesinde hedef başörtüydü. Üniversitelerde kurulan ikna odaları vicdanları sızlattı. Başörtülü öğrenciler okullara alınmadı.

FETÖ elebaşı  Gülen "başörtüsü füruattır" yani teferruattır dedi.

Yüksek Askeri Şura kararlarıyla 272 personel ordudan ihraç edildi. Darbeye karşı duran gazeteciler, STK temsilcileri Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılandı.
Firmalar kara listeye alındı. Darbecilere göre o süreç "bin yıl" sürecekti ancak hesapları tutmadı. Milli irade demokrasiye sahip çıktı. Normalleşme süreci hızla tamamlandı.

Sıra darbecilerin yargılanmasındaydı. 15 yıl sonra dönemin aktörleri hakim karşısına çıktı. FETÖ'nün bütün sulandırma çabalarına rağmen 21 sanığa müebbet hapis cezası verildi.

Haber: Süleyman Yaşar
Kaynak: Trthaber.com


 

Son Güncelleme: 28.02.2021 12:01
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.