Ey huzur ve barış denen kutlu haber; gel artık...
" Ey kutlu haber,
Öyle bir gel ki, kara sevdalı,
Bereketli yağmurlarca yağ üstümüze,
Bir ışık tayf'ı olup, ağ üstümüze,
Gelinlik genç kızların,
Oyasına sin.
Bir baştan bir başa Türk ellerinin,
Taşına, toprağına,
Kayasına sin.
İstanbul'un fethi gibi mübarek,
Günlerden Salı olsun,
Üzerin Besmeleli,
İçin dualı olsun.."
Gün yok ki, teröre bir ya da birkaç şehit vermeyelim. Gün yok ki, yüreğimize köz düşmesin. Dolmabahçe de ki olay soğumadan, Kayseri' deki menfur olay, peşine Rus büyükelçisine suikast, daha bunun şaşkınlığı geçmeden Suriye den El bab dan acı haber geldi.
Yüreklerimizi yakan ve bizi tarif edilemez üzüntülere gark eden bu cenderede ne işimiz var? Ya da neden biz bu keşmekeşin içerisindeyiz?
Kalkınma hamlelerini peş peşe yapmış, refah düzeyini yükseltmiş, gerek, ekonomide, gerekse de sanayide dışa bağımlılığı azalan bir Türkiye, Emperyalizmin yırtıcı kuşlarının iştahını kabartmıştır. Bir yandan Emperyalizmin yırtıcı kuşları diğer yandan ise, Türkiye'nin yıllardır başının belası olan, kökleri dışarıda olan ve adları herkes tarafından bilinen terör örgütleri, Türkiye'nin başarıları karşısında kayıplarının büyük olduğunu anlamışlardır.
Bir yandan, Türkiye üzerindeki kazançlarının çok azalacağını ve giderek bitme noktasına geleceğini anlayan, yıllarca aralarında olmak için adeta yalvardığımız batılı ülkeler, diğer yandan ise, Türkiye'yi yıllarca oyalamış, kardeş kanına doymayan terör örgütleri, "Güç birliği" kararına varmışlardır.
Arap baharının dengelerini alt – üst ettiği Orta doğunun bölük, pörçük oluşundan da faydalanan üst akıl Amerika'nın ağabeyliğinde Türkiye'ye karşı ittifak eden batı ülkeleri ve PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ ve benzeri terör örgütleri Türkiye'ye resmen savaş ilan etmiştirler. Biliyorum ki, bu satırları okurken bile, " hadi canım" diyenlerde olacaktır.
Şimdi akla gelen soru şudur; Türkiye bu durumların karşısında hangi tavırları almalı ve nasıl hareket etmelidir...
Unutmamak ve altını çizerek belirtmek gerekir ki, bir ülke güçlü ve büyük devlet ise, çevresinde olan biten her türlü siyasi, fiziki ve ekonomik meselelere hakim olmalı. Çevresinde kurulan her masada yerini almalıdır. Güçlü ülkeler güçlerini böyle göstermezlerse, o coğrafyada, hiçbir toplumun ya da devletin karşısında ne söz sahibi, nede inandırıcı olamazlar. Dolayısı ile Türkiye, Orta doğuda, Doğuda, Kafkaslarda. Kuzeyinde, Trakya'da söz sahibi olmalıdır, hatta buralarda kurulan her masada yer almalıdır, almak zorundadır. Çevresindeki küresel güçlerin ve bölgesel güçlerin her halinden haberdar olmak Türkiye'nin mecburiyetidir.
İşte bu yüzdendir ki, Türkiye, Suriye'dedir ve orda olması mecburiyeti vardır. Suriye'de olmamak demek, Türkiye'nin güneyinde PKK. PYD ve diğer örgütlerin birleşerek Türkiye'nin komşusu olma durumunu kabul etmektir. Güney doğumuzda bu örgütlerin bir devlet haline gelmesi demek, bizim güney doğumuzu büyük risk altına sokmamız demektir. Amerika ve Avrupa birliği ülkeleri ile ortaklık yapan terör örgütleri, Türkiye sınırlarının " SEVR SINIRLARINA ÇEKİLMESİ " sözünü hem, Amerika'dan hem de Avrupa Birliği ülkelerinden almışlardır.
Yukarıda belirttiğim üzere, Türkiye, sadece macera aramak için Suriye'de değildir, orda olmaya mecburiyetimiz hasıl olmuştur. Bunun karşılığında da şanlı ordumuz gereğini yapmıştır.
Hal böyleyken, hırsları ve nefretleri vatan ve millet sevgisinin önüne geçmiş insanlar gibi, bu çetin günde çatlat ses çıkarmak, vatan ve millet hainlerine sempati duymak, demokrasiyi bahane ederek vatan hainlerini savunma gafletine düşmek her vatan ve milletseverin şiddetle, kaçınması gereken durumdur.
Millet olarak, biri birimize sımsıkı sarılıp, bir olacağız, diri olacağız, dik duracağız, yıkılmayacağız ve yılmayacağız. Buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Millet olarak, tarih bizi, bir sefer daha işgalci ve emperyalistler karşısında " KURTULUŞ SAVAŞINA " mecbur etmiştir.
Millet olarak, TÜRK DÜNYASININ GÜÇLÜ ORDUSU'na ZAFER dilemek ve ordumuzun başarısı için duacı olmak, huzurun ve barışın bir an önce gelmesini dilemekten başka yolumuz yoktur. Biz bir olmalıyız, birlik olmalıyız, kenetlenmeli ve hiçbir şekilde çözülmemeliyiz.
"EY HUZUR VE BARIŞ,
EY KUTLU HABER,
TEZ GEL, GEL YETİŞ,
BU YÜCE MİLLETİN SANA HASRETİ VAR ..."