Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberleri | Samsunspor
2018-04-18 08:54:08

Yine Bahçeli ve yine bir vefasızlık örneği daha

Şerif Yılmaz

serifyilmaz55@hotmail.com 18 Nisan 2018, 08:54

MHP yeni Genel Merkezi yeni açılmıştı ki, emekli müftü Mehmet Demirdelen hocamız, partiye müracaat ederek parti binasındaki mescitte hiçbir ücret almadan imamlık yapacağını bildirir.
 

Hoca efendinin, Başbuğ Türkeş'in yakın dostu olduğunu ve yıllarca patide eğitimcilik yaptığını yakinen bilen yöneticiler hoca efendinin isteğini kabul ederler ve hoca efendi göreve başlar.
 

İlk başladığı günlerde cemaati  15 – 20 kişi olan hoca efendinin gün geçtikçe cemaati fazlalaşır. İlk yılın sonlarına gelindiğinde ise normal günlerde bile mescide sığmayan cemaat bilhassa Cuma günleri diğer katlara bile taşar.
 

Mehmet Demirdelen hocamız 7 yılı aşan bir süre görevini ifa eder. Namazları büyük bir görev aşkıyla kıldırırken vaazlarıyla da MHP’lileri aydınlatmaya çalışır.
 

Mescidin cemaatinden olan Ülkücü gençler başta olmak kaydıyla, cemaatin büyük bölümü vakit namazlarında özellikle de Cuma namazlarında, Genel Başkanlarını aralarında görmek istediklerini defalarca iletirler. Genel Başkanlarıyla aynı havayı koklamak ve aynı manevi hazzı paylaşmak isteyen gençlerin bu isteği bir türlü gerçekleşmeyince, gençler hoca efendiye baskı yaparak bu isteklerine ulaşmak isterler.
 

Bu istekler karşısında çaresiz kalan hoca efendi Genel Başkandan randevu ister ve Devlet Bahçelinin makamına çıkar.

Mehmet Demirdelen hoca: " Sayın Genel Başkanım lütfen beni bağışlayınız, sizi yıllar öncesinden tanıdığıma verin cesaretimi. Mescidimize gelen gençlerimiz bir kez olsun sizinle hiç olmazsa bir Cuma namazı kılmak istediklerini ifade ediyorlar. Hiç olmazsa bir gün Cuma namazına teşrif etseniz efendim."
 

Bahçeli hiç düşünmeden cevap verir: " İnşallah, inşallah hoca efendi."
 

Hoca efendi, Genel Başkanın geleceği ümidiyle gençlere müjdeyi verir. Bu müjdeyi alan gençler,
etraflarındaki arkadaşlarına da bu haberi yayarak daha büyük bir istekle haftalarca Cuma namazlarında Genel Başkanlarını beklemelerine rağmen, Genel Başkan Devlet Bahçeli bir türlü Cuma namazına gelmez.
 

Aradan uzun bir süre daha geçer...
 

Emekli Müftü Mehmet Demirdelen hoca bir gün, namazın önemini ve hayatımızdaki yerini anlatırken şunları söyler: " Muhterem cemaat, Cuma namazını mazeretsiz üç defa üst üste terk edenlerin elini bile sıkmak caiz değildir."
 

Mehmet hocanın bu vaazının üzerinden iki gün geçtiğinde, hoca efendiyi, Genel Başkanın korumaları ve özel kalemi yaka paça alarak der dest ederek Genel Başkanlık katına çıkartırlar.
 

Bahçeli asık suratıyla kapısının önünde beklemektedir. Koruma ordusunun ve özel kalem müdürlüğünün elemanlarınca karga tulumba kapısına getirilen 70 yaşındaki eğitimci ve emekli müftüye elini uzatır Bahçeli. Hoca efendi uzatılan eli sıkar.

Elinin sıkıldığını gören Bahçeli hiddetle ve bağırırcasına gürler: " Neden sıktın elimi?"
 

Mehmet Demirdelen hoca: " Uzattınız sıktım efendim."
 

Devlet Bahçeli yine gürler: " Hani benim elim sıkılmazdı."
 

Hoca efendi: " Ben öyle bir şey demedim. "
 

Devlet Bahçeli: " Vaazında Cuma namazı kılmayanın eli sıkılmaz dedin ya hoca. "
 

Hoca efendi: " Ben Allah’ın (c.c) emirlerini dedim, demese miydim? Asla sizi kast ederek de söylemedim o sözü. Ben sadece cenab-ı Allah’ın emirlerini izah ettim. Ayrıca, sizin hatırınıza Allah’ın emirlerini de değiştiremem.
 

Bu sözler üzerine korumalarına ve özel kalem elemanlarına dönen Bahçeli: "Derhal kovun bu densizi. Sakın ola ki, bunu bu binaya ve teşkilatlara sokmayın."
 

Hoca efendi görevinden uzaklaştıktan sonra, " Ben 7 yıl bir kuruş almadan Allah rızası için görev yaptım. Bahçeli bir gün dahi mescitten içeri girmedi. Şüphesiz inançlarını ben sorgulayamam ancak; gençlerimiz istediler ve ben onlara tercüman oldum. Belli ki, Bahçeli ezikliği ve eksikliğinden vaazımı kendine yorumladı. Üzüldüğüm şey hem bu görevimden hem de ORTA DOĞU da ki, köşemden olmamdır. " diye kendini ifade etmiştir.
 

Ne Devlet Bahçeli'nin ne de hiç kimsenin amel durumu bizi hiçbir şekilde ilgilendirmez.
 

Ancak; Yıllarını bu davaya adamış ve 70 yaşına gelmiş bir dava adamı olan Mehmet hocaya yapılan bu nankörce tutum asla kabul edilir değildir.
 

İşte bunun içindir ki; 70 yaşındaki bir dava ve din adamını sadece kendi ihtiraslarının etkisinde kalarak, partiden uzaklaştıran ve kovan adamın adıdır DEVLET BAHÇELİ...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.