Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberleri | Samsunspor

Samsun'da yargı tarihine geçecek karar

Samsun Haber

Samsun'da yargı tarihine geçecek bir karara imza atıldı. FETÖ suçlamasıyla hakkında dava açılan S.Y. hakkında mahkeme heyeti oy çokluğu ile beraat kararı verdi. Ancak mahkeme, davanın temyiz aşaması sonuçlanıncaya kadar sanık hakkında adli kontrol hükmü uygulayarak "yurt dışı çıkış yasağı" koydu.

Samsun Ağır Ceza Mahkemesi FETÖ suçlamasıyla hakkında dava açılan S.Y hakkında ilginç bir karara imza attı. Mahkeme heyeti, sanık hakkında oy çokluğu ile beraat kararı verdi. Ancak mahkeme, davanın temyiz aşaması sonuçlanıncaya kadar sanık hakkında adli kontrol hükmü uygulayarak “yurt dışı çıkış yasağı” koydu.

Davanın karar duruşmasında hem savcı hem de mahkeme başkanı sanık S.Y'nin “Terör örgütü üyesi olduğunun anlaşıldığını” ifade ederek cezalandırılmasını istedi. Fakat mahkeme heyetinin iki üyesinin oyu ile sanık hakkında “örgüt üyesi olduğuna dair delil bulunamadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildi. Ancak beraat kararı veren iki üye ilginç bir uygulamaya gitti. Beraat kararı veren üyeler hüküm kesinleşinceye kadar sanık hakkında  adli kontrol uygulayarak “yurt dışına çıkış yasağı” koydu.

DAVADA YAŞANANLAR


Duruşma savcısı esas hakkındaki görüşünde sanık S.Y'nin telefonunun FETÖ “mahrem imamı” C.Y tarafından tek yönlü olarak arandığının tespit edildiğini ifade ederek, “Sanığın örgütsel faaliyetini maskelemek ve takibi önlemek amacıyla örgüt sorumlusunun tek yönlü arama yaptığını” vurguladı.

Sanığın örgütün gizli mesajlaşma programı Bylock'u kullanan bir çok örgüt mensubuyla telefon görüşmelerinin olduğunun tespit edildiğini de söyleyen duruşma savcısı, sanığın “örgüte iltisaklı internet sitelerini takip ettiğinin saptandığını ve örgüt ile organik bağının bulunduğunun anlaşıldığını” da belirtti.

KARAR OY ÇOKLUĞU İLE ALINDI

Kararını oy çokluğu ile veren mahkeme heyeti duruşmalarda hem sanığın hem de örgüt imamı C.Y'nin birbirlerini tanımadıkları yönünde ifade verdiklerini hatırlatarak, “sanığın kontörlü telefondan aranması amacının tam olarak netleştirilemediği, sanığın ankesörlü telefondan aranmış olduğu kabul edilse bile bu görüşmelerde ne konuşulduğu, sanığın herhangi bir toplantıya katılıp katılmadığı, katıldı ise toplantının örgütsel nitelikte olup olmadığı, toplantıda neler konuşulduğu hususlarının tespit edilemediği, Bylock kullanıcısı olan şahıslarla olan irtibatının da görevi ile ilgili olabileceği yönündeki savunmasının aksini gösterir delillere dosyada tesadüf edilemediği, sanığın örgütün asker yapılanmasında yer aldığını ve örgüt üyesi olduğunu gösterir dosyada başkaca delil bulunmadığı” gerekçesiyle sanığın beraatına karar verdi. Kararda ayrıca sanık S.Y hakkında adli kontrol hükümlerini uygulayarak yurtdışına çıkış yasağı koydu.

MAHKEME BAŞKANINDAN MUHALEFET ŞERHİ

Mahkeme başkanı ise verilen beraat kararına muhalif kaldı. Yazdığı muhalefet şerhinde sanığın, “Örgüt içerisinde kendisinden sorumlu olan mahrem imamı Semih kod isimli C.Y ile bir araya gelerek örgütsel toplantılara katıldığının” saptandığını ifade eden mahkeme başkanı, sanığın kontörlü telefondan tek yönlü yapılmasının amacını da “örgütsel bağının takibini önlemek” olduğunu vurguladı.

Mahkeme başkanı muhalefet şerhinde, sanık S.Y'nin kontörlü telefondan aranmasından sonra haklarında FETÖ soruşturması yapılan Y.T, C.K, E.T, A.G, S.A ve A.Y isimli şahısların da ardışık olarak arandığının tespit edildiğini de söyleyerek “Bu nedenle sanığın terör örgütü üyeliğinden cezalandırılması gerektiğini” ifade etti.

BU KARAR YARGI ALEYHİNE ÇALIŞAN ODAKLARA YARAR

İstanbul Barosu Avukatlarından İbrahim Erdoğan Samsun Ağır Ceza mahkemesinin verdiği kararı “masumiyet karinesi” ile çeliştiğini vurgulayarak yargı aleyhine kullanılacağını vurguladı. Avukat Erdoğan şunları söyledi: “Şüphesiz ki FETÖ gibi halk düşmanı bir silahlı terör örgütüne karşı yargı organlarımız her aşamada azami dikkat gösterecekler, Türk Milleti adına yasalarımızı ödünsüz bir şekilde uygulayacaktır. Söz konusu karar ne yazı ki günümüz insancıl ceza hukuku anlayışının en önemli ilkelerinden biri olan ‘masumiyet karinesi' ile bütünüyle çelişen bir karardır. Bilindiği üzere Masumiyet karinesi, her şüpheli ve sanığın, hakkında verilen hüküm kesinleşinceye kadar, kendisi suçunu ikrar etse bile, masum kabul edilmesi anlamına gelir. Oysa ki, bu karar ile kararı veren mahkeme adeta ‘biz dosyadaki verilere göre sanık hakkında beraat kararı verdik ancak belki daha sonradan suçlu olduğu ortaya çıkabilir' demekte ve beraatine karar verdiği sanığın Anayasa güvencesi altındaki seyahat özgürlüğünü kısıtlamaktadır.  Bir insanın aynı tarihli karar ile hem bihakkın tahliyesine hem beraatına karar verilmesi ve bir yandan da yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol altına alınmasına karar verilmesi ceza hukuku prensipleri ile bağdaşmamaktadır. Böyle bir karar ancak olsa olsa ‘düşman ceza hukuku' yaklaşımı ile açıklanabilir. Kararın bu haliyle FETÖ'ye karşı yürütülen haklı mücadeleye kesinlikle katkı sağlamayacağı gibi yargımız aleyhinde menfi propaganda yapan kötü niyetli iç ve dış odakların değirmenine su taşıyacağı kanaatindeyim.

Kaynak: Sözcü

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.