Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberleri | Samsunspor

Gribin esiri olduk!

Özel Haber

Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Murat Erkan, son yıllarda peşimizi bırakmayan uzun süren grip vakaları hakkında bilgi vererek, “Tabii bu olacak, dünyanın sürekli hareketliliği, toplumların ve insanların hareketliliği, yani hiçbir şey yerinde durmuyor eskisi gibi. Sürekli bir değişim var. Dolayısıyla bu virüsler, bu etkenler de ABD’de varsa bir gün sonra da Türkiye’de var, hemen oluyor" dedi.

Samsun haber - Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Murat Erkan, son zamanlarda görülen uzun süren grip vakaları hakkında bilgi verdi. Erkan, “Virüsler, özellikle bu gribal enfeksiyon gibi kış aylarında olan enfeksiyona bağlı virüsler tabii ki sürekli değişim gösteriyor. Bir dönem daha salgın, daha tehlikeli olan; özellikle akciğerlerde pnömoni (zatürre) ve ölümlere neden olan domuz gribi (H1N1) gibi vakalar da görüldü. Onun görüldüğü ve salgın olduğu dönemlerden daha iyi haldeyiz ama hala benim duyduğum kadarıyla bir takım vakalar var” diye konuştu.

Dünyanın sürekli hareketli olduğunu ve griplerin hep devam edeceğini belirten Erkan, “Tabii ki bunun önüne geçmek mümkün değil, tabii ki belli başlı çok risk oluşturan etkenler için, mesela domuz gribi için de dünyada aşı geliştirme çabaları var. Belli bir noktaya gelmiş, çıktı çıkacak diye bekliyoruz. Normal mevsimsel gribal enfeksiyon için Dünya Sağlık Örgütü’nün her yıl belirlediği 3 tane virüs türüne uygun aşı üretimi var. Bu aşıları biz aslında yaygın olan yerlerde öneriyoruz çünkü birebir aynı virüsten olmasa bile virüsler yakın, akraba oldukları için genetik olarak, enfeksiyonlar biraz daha hafif geçiyor, hemen atlatılabiliyor. Kaçınılmaz, artık bundan sonra bu dünya bu gripleri yaşayacak. Bu kadar kalabalık, sosyalleşmenin ve seyahatlerin çok olduğu dünyada olmaması gibi bir durum olamaz zaten” dedi.

GRİBE KARŞI HİJYEN ŞART

Grip için toplumun bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Erkan, “Burada ne öne çıkıyor? Toplumun bu konuyla ilgili öncelikle bilinçlenmesi, ne yapılmalı, ne yapılabilir noktasında bilinçlenmesi gerekiyor. Bazen çok basit önlemler, çok ciddi sorunları engelleyebiliyor. Bunlara temel ve genel olarak hijyen önlemleri diyoruz. Mesela özellikle kış aylarında toplu bulunulan yerlerden uzak durmak, sık sık el yıkamak, burun ve boğaz lavajı yani gargara, bol sıvı tüketimi yani üst solunum yollarını yutak kısmını yıkamak, temizlemek gibi düşünebiirsiniz; protein, karbonhidrat ve yağ dengesinin olduğu dengeli beslenmek, sigara gibi kötü alışkanlıklardan olabildiğince uzak durmak, bırakmak; toplu yaşanan yerlerde toplu kullanılan malzemeleri kullanmamak. Tabii bunların dışında hayatımıza spor katmak ve dinlenme zamanımızı ayarlamak gibi bir takım etkenler de var ama genel olarak koruyucu önlemler bunlardır” şeklinde konuştu.

ANTİBİYOTİK KESİNLİKLE KULLANILMAMALI

Gripte kullanılması gereken ilaçlardan da bahseden Erkan, “Gribal enfeksiyonlarda da eğer vaka çok ilerlememişse biz genellikle basit ağrı kesiciler, antibiyotiği kesinlikle gripte önermiyoruz, sakıncalı diyoruz hatta sakıncası var, istirahat, bol sıvı alınması takviyesi; su, ıhlamur, çay gibi, onun dışında 2-3 gün dinlenerek bunun rahatlayacağını, iyileşeceğini düşünüyoruz. Tabii bir de toplumun risk altındaki kesimi var. Özellikle yaşlılar, çocuklar, kronik hastalığı olanlar tansiyon, şeker, astım veya koah hastalığı olanların bilhassa bu mevsimlerde diğer riski olmayan bireylerden çok çok daha özen göstermeleri, mümkün olduğunca koruyucu aşılama uygulamalarını hekimlerine danışarak yaptırmaları gerekiyor.  Dediğim gibi bundan sonra dünyamızda her yönde her şey olabilir. İzole bir dünyada yaşamıyoruz, izole bir toplum yaratmak artık mümkün değil ve bu mikroorganizmalarda yani virüsler de her yere gidecekler, değişim gösterecekler, insanlar belki direnç gösterecek çünkü vücudun savunma sistemi yine de mücadele ediyor. O virüsler immün sisteme karşı gelişip daha değişik hale gelecekler, insanlar da mikroorganizmaların, hastalıkların tarihte olduğu gibi bundan sonraki dönemde de mücadelesi hep devam edecek” şeklinde konuştu.

“CİDDİ BİR GRİP RİSKİ YOK”

Türkiye’nin ciddi bir risk altında olmadığını belirten Erkan, “Şu anda geçmiş yıllardaki domuz gribi dönemlerinde görülen vaka gibi değil. En azından kayıtlardan böyle bir şey göremiyoruz. Gözümüzden kaçan, kaydedilmeyen bir şey varsa bununla ilgili zaten bir şey diyemeyiz ama genel olarak baktığımızda mevsimsel, bazı kişilerde daha ağır seyreden grip olgularını görüyoruz. Biraz artış, biraz azalışla beraber gidiyor, bunu da normal bir seyir olarak görüyoruz, ekstra bir durum yok” dedi.

UZUN SÜREN ÖKSÜRÜĞE DİKKAT!

Gripten sonra öksürük şikayetlerinin de arttığını belirten Erkan, “Öksürük, gribin devamında oluyor ama biz genellikle 2-3 hafta geçmeyen öksürükten sonra mutlaka bir akciğer filmini ve hekime kontrole gitmeyi öneriyoruz ve söylüyoruz. Ama genellikle son dönemlerdeki gribal enfeksiyonlardan sonra bir de çevrenin ve havanın yarattığı ve enfeksiyonun da etkisinin olduğu alerjik bir durum oluşuyor, bir geniz akıntısı, geniz akıntısının gribal enfeksiyon geçmesine rağmen devam etmesi, özellikle gece yaşanan öksürük şikayetlerinin uzunca bir süre devam ettiğini biliyoruz. Bu gerçekten sadece gribe bağlı değil, bu çevrersel faktörlerin de yani çevre ve havanın önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Eğer 2-3 haftayı geçen belirgin bir öksürük varsa ve bu seyir azalmıyorsa yani artıyorsa bu durumda bir akciğer filmi değerlendirmesi yapılması gerekir. Bazı olgularda çok sinsi gelişen, çok belirti vermeyen zatürreye de çeviren durumlar da görüyoruz. O yüzden bilinçlenmek ve süreci takip etmek yeterlidir diye düşünüyorum” diye konuştu.

Haber: Dilek Alabulut

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.