Malum, seçim süreci…
Samsunhaber.com ana baba günü…
Gelen giden, ziyaret eden o kadar çok ki…
Nefes alamıyoruz desek yeridir yani!
Üstelik,
Çok da önemli bir seçim,
O kadar olur!
Düşünün işte;
Uzayı bilmem ama Dünya’da sistemler savaşarak ya da darbeyle değiştirilir…
Oysa ilk kez bir ülkede seçimle sistem değiştiriliyor…
Ve pek kimse de bunun farkında değil…
***
Demokrasi, aydınlar rejimidir…
Demokrasilerde yurttaşlar eğitimli, bilgili, kültürlü ve aydın olarak nitelendirilir…
Onun için bu sistem,
Çağdaş gelişmiş modern ülkelerde benimsenir…
Oysa bizde bunun için henüz daha çok erken...
Bunun için birkaç fırın ekmek yememiz lazım…
***
Cumhuriyetle birlikte başlatılan aydınlanma seferberliği durduruldu…
Sanayileşme ataklarının önüne geçildi…
Bugün “kendi otomobilimizi yapabilir miyiz?” diye tartışıyoruz…
Oysa daha 1931 yılında
Türkiye uçak üretiyordu uçak!
Türk Tayyare Cemiyeti’nin
Kayseri’de kurduğu uçak fabrikasında
Dönemin en modern uçakları üretiliyordu…
***
Kayseri Tayyare Fabrikası adı verilen bu tesislerde
1939 yılına kadar yaklaşık 200 civarında uçak üretilmiştir.
Burada üretilen uçaklardan biri Atatürk’ün emri ile İran’a hediye edilmiştir.
Fabrika uçak üretimi yapmıyor ama bugün bile bakım onarım faaliyetlerini sürdürüyor…
***
Durun hele, daha bitmedi…
1938 yılında
Yani bundan 80 yıl önce…
Türkiye’nin ilk iş adamlarından Nuri Demirağ’ın çabalarıyla kurulan uçak fabrikası da uçak üretimine başladı…
Nuri Demirağ,
Fransızlardan alınarak devletleştirilen Samsun-Sivas demiryolunu yapan iş adamıydı…
Türkiye’nin ilk demiryolu müteahhidiydi…
Soyadı kanunun çıktığı günlerde, bu başarılarından dolayı
Mustafa Kemal Atatürk kendisine Demirağ soyadını vermişti.
Nuri Demirağ Türkiye’nin kendi uçağını kendi plan ve projeleri ile üretmekten yanaydı. Yüzde yüz Türk malı bir uçak yapılması gerektiğini düşünmekteydi.
Bu konuda şöyle diyordu:
"Avrupa'dan, Amerika'dan lisanslar alıp tayyare yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa ve Amerika'nın son sistem teyyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir."
***
Nuri Demirağ Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden olan Selahattin Alan ile beraber hareket ediyordu. Çalışmalar kısa sürede netice vermeye başladı. Beşiktaş’taki fabrikada Selahattin Alan’ın projesini çizdiği ND-36 adı verilen tek motorlu Türkiye’nin ilk uçağı üretildi. Aynı günlerde Türk Hava Kurumu da 10 tane eğitim uçağı siparişi vermişti. Bu siparişler yapılırken aynı zamanda bir de yolcu uçağı yapım çalışması sürmekteydi.
***
1938 yılına gelindiğinde NuD38 adında çift motorlu altı kişilik bir yolcu uçağı yapımı başarıyla tamamlandı. Bu Türkiye’nin kendi uçağını artık yapabildiği anlamına gelmekteydi.
Üretilen uçaklar İstanbul’daki test uçuşlarından başarı ile geçti. Bu uçaklarla binlerce saat uçuş gerçekleştirildi ve herhangi bir aksaklık yaşanmadı. Uluslararası havacılık kuruluşlarından A sınıfı yolcu uçağı belgesi alınmıştı.
Sonuçta Devrim otomobilinin başına gelenlerin bir benzeri de bu uçakların başına geldi…
Olanlar oldu!
***
Her neyse, hikaye uzun…
Biz bugün etimizi, otumuzu yurt dışından alıyorsak,
Emperyalizme göbeğimizden bağlıysak,
Bu bir günde olmadı yani…
Türkiye bu duruma onlarca yılda adım adım getirildi…
Bugün yaşadığımız sadece bir sonuçtur!
***
Ama buna rağmen,
Adamlar bizi fena halde kıskanıyorlar!
Ohh! Bu da onlara dert olsun!
***