DEAŞ'lı terörist Abdulgadir Masharipov, polisin her sorusuna cevap verdi. İşte Sabah'tan Nazif Karaman'ın haberine göre, DEAŞ'lı katilin polislere anlattıkları:
'Propaganda yapmakla görevliydim'
''Özbekistan İslam Hareketi içinde bulunuyordum. Bu hareket adına kamuoyunda propaganda yapmakla görevliydim. Örgütün propaganda videolarını YouTube'a yüklüyordum. Silahlı eğitimi bu grup içinde aldım.
'DEAŞ'la İran'da tanıştım'
Daha sonra bu grupla fikir ayrılığına düştüm. Afganistan'a, oradan Pakistan'a ve son olarak ise İran'a geçtim. DEAŞ ile İran'da tanıştım. İran üzerinden Ağrı güzergahını kullanarak illegal yollardan Türkiye geçtim. Eşim ve iki çocuğum yanımdaydı. Konya'ya geldim ve saldırı talimatını buradayken Rakka'daki DEAŞ emirinden aldım.
'Başaramadık'
Talimat, Telegram üzerinden ses dosyası olarak ulaştı. Bombalı saldırı planladık ama sıkı güvenlik tedbirleri sebebiyle bunu başaramadık. Olayda kullandığım Kalaşnikof'u ve şarjörleri bir arkadaşım Zeytinburnu'ndaki hücre evine getirdi ve olaydan kısa süre önce bana teslim etti. 16 Aralık günü İstanbul'a gelmiş ve 29 Aralık'a kadar Kayaşehir'de İlyas'ın evinde kalmıştım. Bu tarihte Kayaşehir'deki evden ayrıldım.
'Reina'ya saldırıyı yaptım'
Taksim'de çektiğim ve keşif niteliğinde olan görüntüleri Suriye'deki DEAŞ emirine gönderdim. Ama kalabalık ve güvenlik fazla olduğu için saldırı gerçekleştiremedim. Reina'ya saldırıyı yaptım.
'Oğlumu alıp kaçmayı planlıyordum'
Reina'dakileri kafir oldukları için öldürdüm. Müslümanların yılbaşı kutlamayacağına inanıyordum. Saldırıdan sonra oğlumu alıp kaçmayı planlıyordum. Fakat oğlumla buluşamadım. Zeytinburnu, Sefaköy ve Esenyurt'taki evlerde saklandım. Oğlumla buluşabilseydim Suriye'ye İzmir ve Hatay üzerinden kaçmayı planlıyordum. Polis çevremdeki çemberi iyice daraltınca köşeye sıkıştım. Zeytinburnu'ndan ve Sefaköy'de saklandığım yerlerden kaçmak zorunda kaldım. Esenyurt'a geldim ve evdeki kadınlardan biri ile dini nikâh yaptım. Kaçarken eşim ve kızımı yanımda götürmeyi düşünmüyordum, oğlumu götürmek istiyordum.''