Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberleri | Samsunspor
2017-01-19 09:07:11

Azerbaycan'da Can Pazarı

Şerif Yılmaz

serifyilmaz55@hotmail.com 19 Ocak 2017, 09:07

AZERBAYCANIN KURTULUŞ ŞEHİTLERİ  "KARA YANVAR"
 Bir devrin dev imparatorluğu Sovyetler birliğinin çatırdayıp dağılmaya başladığı dönemlerde, kendisinin sömürgesi olan bir çok Cumhuriyet gibi Azerbaycan'da da bağımsızlık ve hürriyet rüzgarları bütün şiddetiyle esmeye başlamıştı. Artık Azerbaycan Türk'ü, onu esaret altına alan ve köle eden, Azerbaycan'ın bütün milli servetlerini,  kendi çıkarları uğruna, kendi halkına feda eden Sovyetler birliğinin varlığını ve esaret zincirlerini kırıp parçalayarak bağımsızlığını kazanmak istiyordu. Bunu için vatanperverler bütün baskı ve oyunlara rağmen bu kutlu yolda büyük gayret ve inançla yürüyorlardı. Bağımsızlık yolunda, bütün zorluklara ve engellemelere rağmen ortak bir cephe oluşturulmuştur. Bu cephenin başına da daha sonra Azerbaycan devlet başkanı olan cennet mekan, Ebülfez Elçibey seçilmiştir.
Bu durum; Sovyetler birliği, İran ve Azerbaycan'dan tarih boyu toprak talebi olan Ermenistan'ın yöneticilerinin hiç hoşuna gitmemiştir. Azerbaycan'ın bağımsızlık hareketi, dağılmak üzere olan S.S.C.B.’nin ( Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ) kolay - kolay kabul edeceği bir husus değildi. Çünkü, Azerbaycan'ın doğal zenginlikleri, o dönemde bağımsızlık isteyen, Ukrayna, Estonya, Ermenistan, vs. gibi ülkelerin hepsinden daha çok ve daha değerliydiler. İşte bunun içinde hiçbir şekilde Azerbaycan'ın bağımsızlığı istenemezdi. Eğer Azerbaycan bağımsızlığını elde ederse, Rusya'nın elinden Dünyanın en zengin petrol kaynakları çıkacaktır. Yine, Azerbaycan'ın bağımsızlığını kazanması, bütün Türk Cumhuriyetlerinin de başkaldırıp bağımsızlık istemelerine sebep olurdu. Bu ve buna benzer sebeplerden dolayı, Halk cephesinin başını çektiği bağımsızlık hareketi, şartlar ne olursa olsun bastırılmalı ve Halk cephesi dağıtılmalıydı.

Sovyetler vakit geçirmeden harekete geçmiş, büyük ve hain planlarını sahnelemeye başlamıştır. Bir yandan Azerbaycan'ı içeride ki, ajanlarıyla karıştırıp diğer yandan,  Ermenistan'ı ayaklandırıp, Azerbaycan Üstüne salmak için zemin hazırlıyordu. Sovyetlerin KGB ye bağlı ajanları, bağımsızlığın merkez üssü olan Halk cephesini dağıtmak için akla ve hayale gelmedik entrikalar organize ederken, Kızıl orduda ülkenin sınırlarına yığınak yapıyordu. Tam bu sıralarda KARABAĞ da Ermeni saldırılarından dolayı hassaslaşan ve istim üstünde olan Azerbaycan halkını provoke edip, Ermeni meselelerini kaşıyarak gerilimi tırmandırdılar. Milliyetçilik damarları kabaran ve bağımsızlığa susamış halkı tahrik ettiler, ortam müsait olunca, KGB vakit kaybetmeden kendi ajanlarına bazı Ermenileri öldürtürken diğer taraftan da,  Azerilerin iş yerlerini ve evlerini kundakladılar. Ermenilerin artan toprak taleplerine cevaben halkın büyük bir bölümü "Ermeniler dışarı" sloganları ile yürüyüşler yapmışlardır. Böylece, KGB’nin tezgahlayıp, hazırlığını yaptığı olaylar başladı. Rus ordusuna gün doğmuştu. Bakü'de yaşayan Ermenileri kurtarmak ve dağılan kölelik düzeninin yeniden teşkil edilmesini sağlamak amacıyla artık Bakü'ye girilebilirdi.

19 Ocağı 20 Ocağa bağlayan o, kahrolası kap kara gece yarısında, Bakü sokaklarına dehşetengiz bir gürültüyle giren Rus tankları, her şeyden habersiz masum ve bağımsızlık isteklerinden başka bir isteği olmayan halkı, bir müddet şaşkına çevirmişse de, uyku sersemliğini üzerinden atan kahraman halk, Rusların  tank ve uçaksavarlarına karşı sopalarla ve baltalarla kahramanca savaşmışlardır. Rusların 40 bin kişilik ağır zırhlı "alfa" birlikleri ve "DTK-A" isimli tahrifat ve yok etme birlikleri ile saldırıları tarihin en kanlı sivil katliamı olarak tarihe geçmiştir. Genç, ihtiyar, kadın, yaşlı demeden insanların üzerine hafif top mermileri ve uçak savar mermileri ile ateş edilerek katliam gerçekleştirilmiştir. İki gün süren, kadın, çocuk ve yaşlıların çoğunlukta olduğu bir katliam ile uygulanan soykırımını, dünya  ülkeleri film gibi seyretmekten başka hiç bir şey yapmadı. İnsan hakları diye haykıran, medeni denilen kör ve sağır Amerika ve Avrupa adeta dut yemiş bülbüle döndüler. Kan gölüne döndü AZATLIK MEYDANI. Omuz üstünde başsız şehitlerin yüzlercesinin kanıyla sulandı CAN AZERBAYCANIMIZIN payı tahtı, Bakü'nün sokak ve caddeleri.

20 Ocak 1990 hem Azerbaycan hem de Türk tarihine "kara gün" olarak düştü. Büyük şair Bahtiyar vahapzade'nin dediği gibi,
Ne diyek bu vahşete
Bu zulme bu dehşete?
Allah bu musibete
Nasıl baktı o gece!

Azerbaycan, çok büyük bir zayiat yaşamıştır o kara günde, 137 can şahadet şerbetini içerek bağımsızlık ve hürriyet şehidi olmuş, 700 kişi gazilik unvanı almış, bunların yanı sıra 800 kişide tutuklanarak mahkum edilmiştir.
Can Azerbaycan'ımızın bu kara günde toprağın kara bağrına düşmüş şehitlerinin ve gazilerinin mekanı cennettir inşallah. O, yirmi ocak günü meydanlarda kurtuluş savaşı veren yiğit yürekliler, müstakil Azerbaycan'ın mimarlarıdır. Onların aziz ruhları karşısında saygı ile eğiliyorum ve diyorum ki, başın sağ olsun CAN AZERBAYCAN. Başın sağ olsun odlar yurdu, Başın sağ olsun Köroğlu'nun, Babek'in yurdu. Başın sağ olsun Mikail Müşfik'in, Hüseyin Cavit'in yurdu, başın sağ olsun. Diliyorum ve ümid ediyorum ki; Cenabı Allah Azerbaycan'a bir daha kara gün göstermesin.
 
 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.