Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in başında bulunduğu CHP – MSP hükümeti Cumhuriyetin 50. Yılı münasebetiyle 15 Mayıs 1974 tarihinde genel bir af çıkardı.
Bu genel aftan yararlanan 23 bin kişi normal hayatına döndü. Ancak, aftan sonra yapılan araştırmalardan anlaşıldı ki, sık sık çıkarılan afların, cezai caydırıcılığı olmadığı gibi, bir nevi teşvik edici özelliği de vardır. 1974 genel affından salıverilmiş kişilerin hırsızlık, tecavüz, çocuk tacizi, sarkıntılık, zorla ırza geçme, gasp ve kadın cinayetleri suçlarının oluşturduğu 4700 kişi bir yıl gibi kısa bir sürede tekrar aynı ve benzeri suçlardan yeniden ceza evlerine dönmüştür.
1974 Genel affının şaşaasını ve süksesini unutamayan Bülent Ecevit, 1999 yılında kurulan DSP ( Demokratik Sol Parti ) – MHP ( Milliyetçi Hareket Partisi ) – ANAP ( Anavatan Partisi ) Koalisyon hükümetinin Başbakanıdır. Rahşan Ecevit ise; o günleri iyi hatırlayanların bildiği gibi, mevcut hükümetin " Kabine üstü" Başbakanıdır.
Rahşan Ecevit, Bakanlar kabinesinin dışında olmasına rağmen, yurt gezilerinden birinde aftan bahsedince, kamuoyu etkilendi ve af konusu ülkenin gündemine birden bire oturmuş oldu.
Af yasasını teklif eden, Rahşan Ecevit olunca da Demokratik Sol Parti’den ses çıkmadı. Anavatan Partisi hem üçüncü ortak olması hem de sayıca az olmaları sebebiyle, DSP’ye uydu.
MHP’de ise başta, Ali Güngör olmak üzere pek çok isim böyle bir affın ülke yararına olamayacağına dikkat çektiler.
Kendi makam ve mevkisini hiçe sayarak; ülke yararına olamayacağına inandığı için, Rahşan Ecevit'in önce, kader mahkumları için çıkartılmasını istediği ancak kapsamının genişletilerek, katilleri, tecavüzcüleri, hırsızları, çocuk tacizcilerini, PKK ve benzeri örgüt militanlarını affedecek olan bu yasaya, Mersin MHP Milletvekili Ali Güngör'ün nasıl karşı çıktığını, isterseniz gelin, meclis konuşmalarından görelim.
Yer:Türkiye Büyük Millet Meclisi
Kürsüde: Ali Güngör:
" Sayın bakan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz af tasarısı, Meclisimize art niyetli olarak getirilmiştir. Çirkin ve tehlikeli bir hesabın ürünüdür. Amaç, Anayasamızın 14. Maddesini delerek, Meclisin yetkisinde bulunmayan, vatan hainlerini, PKK'lı canileri ve onların terörist başını affetmek ve bu büyük vebale, bu büyük meclis'i alet etmektir.
Değerli milletvekilleri, bunları söylerken, tasarıyı hazırlayıp Meclis'e gönderen hükümete asla haksızlık yaptığımı düşünmüyorum, bir kehanette de bulunmuyorum; çünkü, bu hükümet, kuruluşunun hemen akabinde ilk iş olarak, pişman olduğunu söyleyen PKK'lılara af çıkarmıştır. Bununla da kalmayıp, yine basın suçlarına verilen cezaların ertelenmesi adı altında, adı basın olan paçavralarda kalem oynatan PKK'lıları affetmiştir. Şimdi, bu tasarıyla 169. Madde kapsamında, PKK'lı canilere bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık yapanlara da, af getirilmektedir.
Yine, hepinizin malumudur ki, bu hükümet, bebek katili, Abdullah Öcalan'a bağımsız yargının verdiği idam cezasını da Meclis'e göndermemiştir.
Şimdi, DSP'li sayın üyelere fazla bir şey söylemek istemiyorum; çünkü, Sayın Ecevit'in geleneğine, vatan hainlerini affetmek fazla yabancı gelen bir husus değildir. Çünkü, 125. madde, 146. madde ve bunlarla birlikte anılan maddeler, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmayı hedef alan, ülkemizi sınıf ve etnik farklılıklara dayalı bir devlet haline getirmeyi düşünen kalkışma hareketleridir. 1974 Genel affında bu maddelerden suçlu bulunun kişiler Sayın Ecevit tarafından affedilmiştir.
Değerli arkadaşlarım; Milliyetçi Hareket Partili, Doğru Yol Partili ve Anavatan Partili arkadaşlarıma hatırlatmak istiyorum: Bu derece çirkin ve tehlikeli af yasasını MHP teşkilatı ve ülkücülerin kabul etmesi hiçbir şartta mümkün değildir. Doğru Yol ve ANAP'lı arkadaşlarım da kabul etmeyecektir. ( Doğru Yol partililer ayakta reddediyoruz diye bağırır.)
Ali Güngör devam eder: “Bu ağır vebali, Milliyetçi Hareket Partisi, Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi üyeleri taşıyamaz.
Değerli milletvekilleri, bu çirkin ve tehlikeli af tasarısını geldiği yere, Sayın Başbakana ve onun bakanlarına, yakıştığı yere göndermek bu Meclisin yapacağı en hayırlı iştir.
Ben bu gerekçelerle bu af tasarısına " hayır " diyorum ve muhterem heyetinize saygılar sunuyorum."
İşte bu konuşma ve Rahşan affı denilen, af tasarısına verdiği " hayır " oyu nedeniyle, ömrünü davasına adamış; 1974 MHP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı, Ülkücü Teknik Elemanlar Derneği Genel Sekreterliği, Türk Ziraat Mühendisleri Birliği Genel Başkanlığı, MHP Mersin Milletvekilliği, MÇP ve MHP’de Genel Başkan Yardımcılığı yapan, ülkücü hareketin sembol ismi olmuş gençlik önderi, bu BOZKURT yürekli yiğit, ülkücülerden başka herkese sempati duyan Bahçeli tarafından MHP’den ihraç edilmiştir.
Yani Devlet Bahçeli; ömrünü Ülkücülük ve Türk Milliyetçiliği uğruna harcayan dava arkadaşını, kendisine ve ülkücülere faşist diyen Rahşan Ecevit'e feda etmiştir.
Bütün bu gerçeklerin ışığında haykırıyorum ki;
" VATAN HAİNLERİNE AF ÇIKMASINA KARŞI OLAN DAVA ARKADAŞINI, SIRF RAHŞAN ECEVİT'E ŞİRİN GÖZÜKMEK İÇİN, PARTİSİNDEN İHRAÇ EDEN LİDERİN ADIDIR, DEVLET BAHÇELİ. "