Türk silahlı kuvvetlerinin Afrin başarısının ardındaki gerçekleri itina ile çok iyi incelemeliyiz. Eğer bunu çok iyi inceler ve tetkik edersek, bulduğumuz sonuçlar, bizi bundan sonra yapacağımız müdahalelerde aynı sonuçları dikkate almaya yönlendirecektir.
Dünyanın hangi ülkesi veya ordusu olursa olsun: kendi içerisinden doğmuş ve düşman güçlerin lojistik, maddi ve manevi desteğini almış bir terör ordusu ile başka ülkelerin istihbaratından alınan istihbarat bilgileri ile savaşması hele-hele galip gelmesi mümkün değildir. Eğer niyetiniz terörü bitirmek ise önce, Milli İstihbarat teşkilatımızın, ( ki bunlara, Emniyet istihbaratını, Jandarma istihbaratını ve sivil istihbaratı katmalıyız ) çok güçlü ve çok doğru tespitler yapan bir teşkilat olması gerekir.
Afrin'de yapılan müdahalede askerimizin ve ÖSO'nun ( Özel Suriye Ordusu ) başarısının birinci sebebi; Milli İstihbarat Teşkilatımızın ( MİT ) muazzam istihbarat faaliyetleri ve hedeflerin tam isabetle tespit edilmesidir.
İstisnasız Türkiye'nin hemen - hemen her birimine sızmış ve alınacak kararlara etki edecek konuma gelmiş olan Amerikan ajanları temizlenmiş olmasaydı, ( FETÖ terör örgütünden bahsediyorum. ) İstihbarat teşkilatının bu kadar dakik bilgilere ulaşması mümkün olamazdı.
İster Polis istihbaratı, ister Jandarma istihbaratı, isterse de Milli İstihbarat teşkilatı olsun; eğer yöre, bölge ya da devlet ahalisinden uzak ve halkla iç içe değilse zaten doğru ve dakik istihbarat yapması mümkün değildir.
Bu gerçekler ışığında, bölge halkının yardımı ve manevi desteği hiçte yabana atılır cinsten değildir. Bilhassa Suriye de yaşayan Türkmenler çok büyük destek olmuştur.
Afrin müdahalesindeki başarıya etki eden ikinci büyük sebep ise; Savunma Sanayi Müsteşarlığının ( S.S.M ) başlattığı ve büyük titizlikle üzerinde durduğu, silah ihtiyacının tamamen yerli kaynaklardan temin edilmesinin sağlamasıdır. Tamamen yerli üretimimiz olan, insansız hava araçları ( İHA ) savaşan kuvvetlerimize doğru ve dakik bilgiler aktararak Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Özgür Suriye Ordusunun büyük üstünlüğü ele almasını sağlamıştır. Hiç inkar edilemeyecek bir gerçek var ki; Elindeki silahı ve mermisi yerli olan bir askerin maneviyatı da çok güçlü olur.
Adına hiç çekinmeden savaş diye bileceğimiz büyük müdahalede kullanılan top mermileri, tank mermileri, yakın ve uzak çarpışma silahları ve mermileri büyük oranda yerli üretimdi. Kullandıkları silahların ve mühimmatın çok büyük ölçüde yerli malı oluşu hem askerimizin hem de yardımcı kuvvetlerin özgüvenini yükseltmiş ve kazanılan savaşa etki etmiştir.
Ülkemizde bulunun uzantılarının günlerce Afrin'e girerseniz felaketimiz olur demelerine rağmen, Silahlı Kuvvetlerimizin hiç tereddüt etmeden Afrin'e girmeleri, hem de 18 Mart gibi bir tarihte girmelerinin sebeplerinden birisi de: PKK – PYD ve ağa babaları Amerika Birleşik Devletlerinin gözlerinin içine baka baka, " bir gece ansızın gele biliriz " diyen bir kararlı Cumhurbaşkanımızdır.
Kuşkusuz, gerek hükümetin gerekse TBMM'nin kararlılığı ve cesaretle kararlar alışı savaşan askerlerimize büyük destek olmuştur.
Aklıma takılan bir suali de açıklamasam doğru olmaz. Sayın Cumhurbaşkanımız neden açık açık " bir gece ansızın gele biliriz " dedi ki? Bu düşmana hazırlık fırsatı vermez miydi? Sanıyorum, hareket başarılı olmasaydı bunu muhalefet çok dile getirirdi.
Ama ne yazık ki, ana muhalefetimizin " Afrin'e girmeyin felaketiniz olur " sözü altında ezildiğini görmekte çok üzücü! Keşke, Milli davalarda herkes bir bütün ve tek yürek olabilse...
Bir ülkeyi güçlü, müreffeh ve medeni ülkeler seviyesine güçlü ve ülke menfaati için çalışan hükümet ve muhalefet taşır. Demokrasiler de,biri var diğeri yoksa, o ülkede yükselişte yoktur.
Bu arada şunu da belirtmeliyim ki, bu başarılar da Rusya'nın ve Rusya'nın sözünden çıkmayan İran'ın da bizim müdahalemize sessiz kalmalarının payını unutmamak gerekir. Bu ülkeler bize her hangi bir destek vermeseler de, müdahalemize ses çıkarmamaları bizim başarımıza etki etmiştir.
18 Mart 2018 de Çanakkale zaferinin 103. Yıl dönümünde şanlı ordumuzun Afrin'e girmesi bir kez daha Dünyaya gösterdi ki:
TÜRK MİLLET VE O MİLLETİN İÇİNDEN ÇIKAN TÜRK ORDUSU ASLA VE ASLA VATANLA İMTİHAN EDİLEMEZ.!
Şanlı ordumuz bir daha Dünya ya öğrettik ki, HİÇ BİR TÜRK OĞLU SAVAŞA GERİYE DÖNECEĞİM DİYE GİTMEZ..!
Hangi cephede, hangi meydan muharebesin de ve hangi mekan da olursa olsun istisnasız bütün şehitlerimize ve gazilerimize rahmet, yaşayan gazilerimize ise uzun ve sağlıklı ömürler dilemek milli görevimizdir.
Su götürmez ve ayan beyan açıktır ki, Afrin zaferinin asıl sahibi; KAHRAMAN ORDUMUZDUR.
Şanlı ordumuzun Afrin'de başarılı oluşunun sebeplerini burada kısaca saymaya çalışırken demek istiyorum ki; Milli davalarda milletçe bir bütün olmamız şarttır ve başka yolumuz da yoktur.
Türk Ordusu Milli şuur içindeki Komutan ve Askeriyle Çanakkale Zaferindeki İnançla AFRİNDE dünyaya biz bu topraklarda vardık var olmaya devam edeceğiz demiştir.
Bu yazınızdan dolayı Teşekkürler ŞERİF Bey saygılarımla