banner388

Bilal Erdoğan: “Darbe Konusunda Hazırlıklı ve Duyarlı Olmalıyız”

Türkiye Ensar Vakfı Samsun Şubesi’nin hazırladığı İcazet programına katılmak üzere Samsun’a gelen TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Türkiye’de darbeler döneminin bitmediğini ve milletin darbe konusunda hazırlıklı ve duyarlı olmaları gerektiğini söyledi.

Bilal Erdoğan: “Darbe Konusunda Hazırlıklı ve Duyarlı Olmalıyız”

Türkiye Ensar Vakfı Samsun Şubesi’nin hazırladığı İcazet programına katılmak üzere Samsun’a gelen TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Türkiye’de darbeler döneminin bitmediğini ve milletin darbe konusunda hazırlıklı ve duyarlı olmaları gerektiğini söyledi.

24 Mart 2017 Cuma 13:28
Bilal Erdoğan: “Darbe Konusunda Hazırlıklı ve Duyarlı Olmalıyız”

Samsun HaberTürkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, bir takım programlara katılmak üzere Samsun’a geldi.

İlk olarak Sevgi Cafe’de kahvaltı yapan Bilal Erdoğan’a burada Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Çiğdem Karaaslan, AK Parti Samsun Milletvekilleri Ahmet Demircan, Fuat Köktaş, Kılıç, Samsun Valisi İbrahim Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok,  Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

Kahvaltı sonrası Büyükşehir Belediye Başkanı ve Samsun Valisi İbrahim Şahin’in konuşmasının ardından konuşan TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, kültür ve sanat alanında da sivil toplum örgütlerinin aktif olması gerektiğini söyledi. Erdoğan, çevre alanında da sivil toplum olarak güçlü olunması gerektiğini vurgulayarak, “Başka sivil toplum örgütlerine bu alanı bırakmamız, 'nasılsa birileri yapıyor' dememiz doğru bir yaklaşım tarzı değil" dedi.

HALK OYLAMASI

16 Nisan'dan sonra güçlü bir 'evet' çıkmasıyla birlikte yeni bir döneme geçileceğini belirten Erdoğan, "Yeni bir sistem, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğu zaman yasama ile yürütme arasındaki çizgi belirginleşmiş hale gelecek. Nasıl belirginleşecek şuanda sandığa gidiyoruz bir tane oy veriyoruz, o oydan hem yasama çıkıyor hem de yürütme çıkıyor. Tek oyla seçilen iki organın birbirini kontrol etmesi, birbiri ile arasında denge olması düşünülebilir mi? Nasıl ayırt edeceksiniz. Bir oyla iki organ seçiyoruz, ondan sonra diyoruz ki, 'bu güçler ayrılığının işlememesi sebebi başka bir şey' Halbuki daha baştan kurgulanırken güçler ayrılığı ilkesi gözetilmeden kurgulanmış" diye konuştu.
 
Belediyelerden örnek veren Erdoğan, "Belediyelerde başkana ayrı oy veriyoruz, İl Genel Meclisi veya belediye meclisine ayrı oy kullanıyoruz. Yeri geldiğinde neleri yaşıyoruz. Bir partinin adayı başkan olmuş, mecliste başka bir parti güçlü olmuş. Bunları yaşıyoruz. Demek ki halkın veraseti oy kullanma konusundaki tecrübesi gayet gelişti. Gerekli yerde gerekli dengeyi kuruyor. O zaman biz yasama ve yürütmeyi ayrı sandıklarda oy kullanır hale getirerek ne yapıyoruz? Gerçek anlamda birini denetleme imkanı vermiş oluyoruz. Yasama faaliyeti artık hükümet tarafından veya bakanlık bürokrasisi tarafından meclise gelmeyecek, yasama faaliyetlerini sadece meclis yapmış olacak. Cumhurbaşkanı düzenleme olmayan bir sahada bir kararname çıkardı. Meclisin de işine gelmedi. Ne yapacak onunla ilgili hemen yasama faaliyetini yapacak. Ve yahut da bir düzenleme gereği var Cumhurbaşkanımızda bir kararname ile faaliyete geçirdi hükumeti. Mecliste arkasından onun daha inci ayrıntısına varıncaya kadar çalışmasını yapacak" ifadesini kullandı.

Erdoğan, 1994 yılında Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı aday olduğunda birilerinin başkan olması halinde 'Avrupa'ya göçer gideriz' dediğini hatırlatarak, "23 sene geçti. İstanbul dünyanın en önemli cazibe merkezlerinden biri haline geldi. Niye gitmediniz hala. O kadar korku tellallığı yaptılar, o kadar insanları korkutmaya çalıştılar, ama ne oldu 23 yıl sonra İstanbul bugün dünyanın gözbebeği, dünyanın en büyük projelerini başlatan, zamanında bitiren ve hayata geçiren bir şehir haline geldi. Şimdi bu hikayeleri yeniden yaşamaya gerek yok. AK Parti iktidarları içinde aynı şeyleri yaptılar. İşte içki yasağı çıktığı zaman kıyameti kopardılar. 'Mahalle baskısı, insanların yaşam tarzı' dediler, ne oldu 4 sene sonra, var mı bir şey yok. O düzenleme gayet güzel bir şekilde hayata geçti ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından parmakla gösterilecek ve takdir edilen bir düzenleme oldu. Böyle mahalle baskısı olsaydı bunun sonucunu görürdük, yok. Yani çok af edersiniz, Türkiye'de alkol tüketimi mi azaldı, bilakis. Demek ki bu tür korku tellalığının tek kaynağı bunların halkın iradesi üzerindeki tahakkümleridir. Darbeciler üzerinden, bürokratik vesayet üzerinden bu tahakkümün kırılacağını görüyorlar. Çünkü ne olacak halk cumhurbaşkanını seçecek, meclisini seçecek 5 sene sonra tekrar seçecek, beğenmezse başkasını seçecek. 15 sene önce birkaç kuruşa muhtaç hale getirilen ülke, bugün borçlarını ödemiş, dünyanın en büyük projelerini hayata geçiriyor, bu kadar kriz, bu kadar darbe girişimi, alavere dalaverelerin karşısında dimdik durup, haksızlığa, adaletsizliğe, zulme karşı dik duruşun sembolü haline geliyor. Dünyadaki bütün mazlum halkların, sadece Müslüman halkların değil, gayrimüslim hakların umudu noktasında bir ülke oldu”

DARBE KONUSUNDA HAZIRLIKLI VE DUYARLI OLMALIYIZ

Darbe konusunda hazırlıklı ve duyarlı olunması gerektiğini belirten Erdoğan, “Şimdi bu yeni dönemde inşallah halkın iradesini yönetimi daha doğrudan yansıtıldı. Araya aracıların seçilmemiş grupların giremediği, darbecilerin işinin daha da zorlaştırıldığı, 'Türkiye'de darbeler dönemi bitmiştir' diye kendimizi kandırmayalım. İnsanları korkutmamak için tamam ama şimdi 1999 yılından beri İstanbul'da büyük bir deprem olmadı, olmayacak diyebilir misiniz? Türkiye'nin de darbeleri maalesef böyle. Bu işin Osmanlı dönemine kadar uzanan bir geçmişi var. Biz bunlarla halen hesaplaşmış değiliz. Ne 60 darbesiyle, ne 80 darbesiyle, ne 28 Şubat, ne 15 Temmuz darbesiyle ne hesaplaştık, nede insanların bununla ilgili içi acımış bile değiller. Bilakis mahkemelerde terbiyesizce, rahat tavırlarla, şımarıklıklar, yalanların bini bin para bunları seyrediyoruz maalesef. Dolayısıyla Türkiye'de darbeler dönemi bitmiş öyle kolay değil. Ne olacak, millet olarak duyarlı olacağız. Depreme karşı nasıl hazırlıklı olmamız gerekiyorsa, darbe konusunda da hazırlıklı ve duyarlı olmamız lazım”


BAKAN KILIÇ: “SAMSUN’DA STK’LAR GÜÇLÜ”

Sivil Toplum Örgütlerin Samsun’da güçlü olduğunu belirten Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Sivil toplum örgütlerin çalışmalarını yerinde göreceğiz. Bilal Erdoğan az önce 16 Nisan ile ilgili çok güzel bir konuşma yaptı. Bununla beraber STK’ların çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu bizimle paylaştı. Samsunda STK’lar güçlü. Ama sürekli başka konularla uğraşmak zorunda kalmaları, başka konuların sürekli önlerine getirilmesinden dolayı kendi alanları ile ilgili olan yani insanlarımız ve vatandaşlarımız ile ilgilenmekten vakit ayıramıyorlardı. Şimdi inşallah yeni yaptığımız bu çalışmalarla, hayata geçen yeni düzenlemelerle sizlerin önü açılmıştır. Bazıları çevreciyiz diyor. Bu çevreciyiz diye ortaya çıkanlar hep belli bir takım lobilerin ve bir takım sivil toplum örgütü adı altında faaliyet gösteren uluslararası, aslında lobicilik faaliyeti yapanların buradaki bir takım uzantılarıdır. Greenpeace çıkıyor diyor ki, ‘nükleer santral kötüdür yapmayın’ Sizin diğer ülkelerde yapılanlarla alakalı yapılırken siz neredeydiniz. Diyor ki, ‘sanayi ve enerji devrimini onlar tamamladı, gereklerini yaptı, biz yeşile dönüyoruz’ diyorlar. Biz zaten bunları yapıyoruz. Ama kusura bakmayın, ülkemizin, devletimizi ve milletimizin gelişimi için ihtiyacımız olan çalışmaları yapmaktan da geri durmayacağız. Ne yapacağız, bugüne kadar insanlığın ortaya koymuş olduğu, eğildiği, bilimsel o birikimi kullanarak en doğrusunu, en iyisini yapacağız. Ama hayır demeyeceğiz. 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne zamanında hayır diyenler, Fatih Sultan Mehmet köprüsüne hayır diyenler, Yavuz Sultan Selim köprüsüne hayır diyenler, Osman Gazi köprüsüne hayır diyenler, Avrasya tüneline, Marmara’ya hayır diyenler, işte havalimanlarının açılmasına hayır diyenler, baraj yapılacak dendiği zaman başka sahiplerden bu baraj buraya yapılmamalı diyenler. Buradan enerji elde edilecek. Enerji yapıldığı zaman o enerjinin etrafa yayacağı olumlu hava ile birlikte sulama yapılacak, tarım yapılacak. Dert başka dert. Hainler ve bu ülkeye ihanet etmek için bekleyenler işte bu tip şeyleri bahane olarak kullanıyorlar”

Dünya Etno Sporları Konfederasyonu Başkanının Bilal Erdoğan olduğunu belirten Bakan Kılıç, “Etno Spor diye uluslararası bir federasyon var. Bilal kardeşim bunun başkanlığını yapıyor. Bu dünya üzerindeki bütün geleneksel sporların tekrardan öne çıkması, milletimizin, tüm dünyanın bunları hatırlaması için yapılan bir çalışmadır. Tabi ki olimpik ve paralimpik çalışmalar var. Biz onlarda aktif olacağız. İnşallah cumhurbaşkanımızın 2002 yılından beri başlatmış olduğu hamleler içerisinde biz önümüzdeki dönemlerde çok daha farklı yerlerde olacağız. Bunları yapıyoruz. Bunlar zaten bizim hem sorumluluğumuz, hem de görevimiz. Milletimizin de bundan bir beklentisi var ama bir şeyi unutmayacağız. Bizim geleneksel spor dallarımız var. Bunların içerisinde okçuluğun geleneksel versiyonu, cirit çok önemli, en önemli oyunlarımızdan geleneksel sporlarımızdan birisidir. Güreşin değişik branşları var. Bununla beraber birçok dal var. Türkiye’de çeşitli illerde bunların merkezlerini kurmaya başladık. Yerel yönetimlerle beraber olarak onlarla birlikte yaptığımız protokoller ile birlikte biz bunlara maddi desteğini veriyoruz ve belediyelerde bunların geleneksel yapılarını inşa ediyor. Çünkü bunları geliştirmemiz gerekiyor. Bunları bizim geleneksel yaşam kültürümüzden gelen, medeniyetimizden gelen özelliklerdir. Yani okçular tepesi dediği zaman bunun ne anlam ifade ettiğini bizim gençliğimize ve yetişmiş olan nesillere iyi anlatmamış gerekiyor. Okçular tepesi tepelerden bir tepe değildir. Nasılki Türkiye ülkelerden bir ülke değilse. Çünkü 140 ülkeden birisidir diyen hainler var. Bizim ülkemiz bizim için cennettir. Bu bizim cennet vatanımızdır. Bu ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomi arasına taşımak, geleneklerini, göreneklerini korumak ama çağında gerektirdiği en iyi şekilde dünyada var olmak için mücadele etmek bizim tarihimiz ve sorumluluğumuzdur. 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimize yürümek sorumluluğumuz var. Cumhurbaşkanımız ne diyor, diklenmeyeceğiz ama dik duracağız’ Dik durarak hep beraber inşallah geleceğe yürüyeceğiz” 

16 NİSAN TÜRKİYE’NİN DÖNÜM NOKTASI

16 Nisan’ın Türkiye için bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Bakan Kılıç, “Bize ‘çok toplantı yapıyorsunuz ve her toplantıda 16 Nisan ile ilgili fikrinizi ortaya koyuyorsunuz’ diyorlar. Tabi ki koyacağız. Şahsi açıdan bakacak olursak, bütün milletvekillerin olduğu gibi benimde imzam var. Ben zaten ortaya koymuşum düşündüğümü bunu paylaşmakta ne varki. Ama biz her ortamda, her zaman düşüncemizi söyleriz. Milletimizin de bugüne kadar olduğu gibi bizlere ve bu davanın kurucu genel başkanına bu davanın, bu partinin liderine ve şuanda Türkiye Cumhuriyetinin ilk seçilmiş 12’nci Cumhurbaşkanına destek vereceğini, Başbakanımız Binali Yıldırım’ın mecliste yapmış olduğu o konuşmada dediği gibi ‘vekiller görevini yaptı, şimdi söz de karar da milletindir”


Gökhan İÇKİLLİ
Ekrem BİRCAN
 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
mustafa 2017-03-24 20:30:02

bilal sen neden darbeye dur diyip fsm köprüsüne gitmedin yada bir tankın altına yatmadıııınnnnnnn nefret ediyorum sizden yalancısınız hepiniz