banner388

Akın Öztürk Suçsuz Mu?

TSK, bugün resmi sitesi üzerinden yaptığı basın açıklamasıyla Akın Öztürk'ün ifadesini de doğrulamış oldu. Darbenin liderliğiyle suçlanan Orgeneral Akın Öztürk suçsuz mu?

Akın Öztürk Suçsuz Mu?

TSK, bugün resmi sitesi üzerinden yaptığı basın açıklamasıyla Akın Öztürk'ün ifadesini de doğrulamış oldu. Darbenin liderliğiyle suçlanan Orgeneral Akın Öztürk suçsuz mu?

21 Temmuz 2016 Perşembe 17:43
Akın Öztürk Suçsuz Mu?

15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi sonrası tutuklanan Orgeneral Akın Öztürk, darbenin de baş kahramanlarından biri ilan edildi. Öztürk, verdiği ifadede bu iddiaların hepsini reddetti. TSK bugün resmi internet sitesi üzerinden bir basın bildirisi yayınladı. Yayınlanan bu bildiri, yaşanan darbe girişiminin liderliğiyle suçlanan Akın Öztürk'ün ifadesini doğrular nitelikte. Orgeneral Akın Öztürk, darbecilerin merkezi olduğu iddia edilen Akıncı Hava Üssü'ne o askerleri ikna etmek için  Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın emriyle gitmiş. TSK'nın basın açıklaması da bunu doğruluyor.

İşte TSK'nın yayınladığı o açıklama:

"1-Daha önce açıklandığı üzere; 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 16:00 sularında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen bilgi, Genelkurmay Karargâhında; Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Gnkur. II’nci Başkanı’nın katılımıyla değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeye bağlı olarak;
a. Genelkurmay Başkanı tarafından;
(1) Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi telefonla aranarak, Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının (uçak, helikopter vb.) havalanmaması, havada bulunanların derhal üslerine dönmesi,
(2) Kara Havacılık Komutanlığına gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması,
(3) Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğt.Tüm. Komutanlığına gidilerek tank ve zırhlı araçlar başta olmak üzere tüm araçların hareketlerinin durdurulması ve hiçbir şekilde dışarı çıkmamaları yönünde gereken tedbirlerin alınması emirleri ilgili personele verilmiştir.
b. Gnkur.II’nci Başkanı tarafından da; Gnkur.Bşk.nın emriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranmış ve Türk Hava Kuvvetlerine ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı verilmiştir.
2. Bu kapsamda;
a. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olan ve milleti için var olan Hava Kuvvetlerine sızmış olan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimlerine yönelik olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR’ın talimatları doğrultusunda büyük çoğunluktaki mensupları ile mücadele edilmiş ve durum kontrol altına alınmıştır.
b.Genelkurmay Başkanlığının, uçuşların durdurulması ve havadaki görevli uçakların indirilmesine ilişkin talimatı Hava Kuvvetleri Harekat Merkezine iletilmiş, bu direktif Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezi tarafından tüm birliklere tebliğ edilmiş, uçuşların durdurulmasına ilişkin işlemler saat 19:26 itibariyle tamamlanmıştır. Direktif, 19:56 ve 20:31 itibariyle tüm birliklere teyyiden tekrar iletilmiştir.
3. Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi ve Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezinde görevli ekiplerce direktifin gereği yakından takip edilmiştir. Tüm bu ikaz ve uyarılara rağmen 21:45’ten itibaren bir kısım meydanlardan değişik tanıtıcı kodlar ve çağrı isimleri kullanılarak kalkış yapıldığı tespit edilmiştir. 
4. İllegal çete mensubu hain teröristlerce (FETÖ) öncelikle Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin kontrol altına alınmasının istenmesi üzerine İstanbul’da bulunan Hv.K.Komutanı Org.Abidin ÜNAL tarafından Ankara’da Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Vekiline Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin teröristlerden temizlenmesi ve tüm bağlantıların kesilmesi talimatı verilmiştir. Talimatın gereği yapılarak Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi işlevsiz hale getirilmiştir. Aynı anda tüm yetkilerin Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezinde olduğu, Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin hiçbir talimatının yerine getirilmemesi, Hv.K.Komutanı talimatı olmadan hiçbir uçuşa izin verilmemesine ilişkin direktif, mesaj ile tüm birliklere yayımlanmıştır. 
5. Ayrıca Hv.K.Komutanı Ankara’da AKINCI Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın ÖZTÜRK’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü AKINCI’dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle AKINCI’ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir.
6. Üs Komutanlarına verilen doğrudan direktifler sonucu, kalkışmanın 3 meydan ile sınırlı olduğu belirlenmiştir. Eskişehir Hava Harekât Merkezinde bulunan personeli takviye amacıyla üst rütbeli generaller görevlendirilmiştir. Bu işlemlerden sonra İstanbul’da Karargah dışında bulunan Hv.K.Komutanı Org. Abidin ÜNAL ve beraberindeki Muh.Hv.Kv.Komutanı Korg. Mehmet ŞANVER illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) tarafından gözaltına alınmıştır. 
7. Bilahare Sn.Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın bilgisi ve direktifleri doğrultusunda planlamalar yapılmış, öncelikle illegal kalkışlara reaksiyon olarak, değişik meydanlardan F-16 alarm reaksiyon uçakları kaldırılarak havadaki uçaklar inişe zorlanmış; talimatlara uymamaları durumunda vurulacağı bildirilmiştir. 
8. Müteakiben uçakların kalkış yapmalarını engellemek amacıyla meydan üzerinde baskı kurulmuş, AKINCI meydanındaki uçuş pistleri F-4 uçakları ile bombalanarak kapatılmıştır. Ayrıca aynı meydandan kalkış yapmak isteyen helikopterler taciz ateşiyle engellenerek, AKINCI meydanı kontrol altına alınmıştır. Tüm bunlara ilave olarak illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) teslim olmalarını sağlamak maksadıyla, üs içindeki bazı noktalar bomba ile vurularak baskı devam ettirilmiş ve eylemin kırılması sağlanmıştır.
9. Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetlerine ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır.
10. Türk Silahlı Kuvvetleri en genç erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde Devletimizin ve yüce Milletimizin emrinde, görevinin başındadır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."



İşte Akın Öztürk’ün ifadesinin tam metni:

“Ben 15/07/2016 günü gerçekleşen askeri darbeyi planlayıp yöneten bir kimse değilim. Bu askeri darbeyi kimin planlayıp yönettiğini bilmem. İstanbul’da olay günü bir arkadaşımın kızının düğünü vardı. Oraya katılmam gerekiyordu. Ben İstanbul’a gidemedim. İzmir’deki noter işlerim dolayısıyla gidemedim.

Ben İzmir’de noter işleri yaptırdığımı ispat edebilirim. İzmir’de saat 11:30 civarında noter işlerim bitti. Sonra saat 13:30 sıralarında Ankara’ya askeri uçakla yanımda Kara Kuvvetleri Komutanı ile birlikte geldim. Doğrudan torunlarımı görmek için Akıncı Üssü’ne gittim. Ben Akıncı Üssü’ndeki lojmanda akşama kadar vakit geçirdim. Akıncı Üssü’nde mutat uçak iniş ve kalkışlar oluyordu. Devamlı hareketlilik olduğu için ben önce bir şey fark etmedim.

Düğün sahibi Mehmet Şanver’i aradım. Tebrik ettim. Bir süre sonra o da beni tekrar geri aradı. Uçakların alçak uçuş yaptığını, ne olduğunu sordu. Televizyonda alt yazı geçtiğini söyledi. Bende bu sırada televizyonda gelişmeleri izliyordum. Hava Kuvvetleri Komutanı da bu düğünde idi. Beni aradı ve uçuşların Ankara’da alçak geçiş yaptığını, bu duruma müdahale et dedi. Bende bunun üzerine üs komutanlığına telefon ettim. Görüştüğüm kişi üs komutanı ve misafir olarak orada bulunan Kubilay Selçuk’tu.

Genelkurmay Başkanının da üste olduğunu söyledi. Bende hemen yanına gittim. Ben yaklaşık 5 dakika içerisinde Genelkurmay Başkanı’nın yanına gittim. Benim oraya gittiğimde hava kararmış ancak saatin kaç olduğunu bilemiyorum. Ben üsse vardım. Bir oda içerisinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile birlikte çay içiyordu. Bana ‘Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et’ dedi. Ben onlarla konuşmaya başladım.

Bu sırada İstanbul’da tankların üzerine insanlar çıkmıştı. Üste oda içerisinde televizyon açıktı. Bunları görebiliyordum. Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli’ye darbenin başarılı olamayacağını, demokratik kurumların işlediğini, halkın bu işe tepki gösterdiğini anlatıp ikna etmeye çalıştım. Kendilerine itiraz ettikçe bağırıp çağırdım. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanı da onları ikna etmeye çalıştı. 3-4 kez bunları tekrarladım. Benim onlara emir verme yetkim yoktur. Ancak bir büyük olarak, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal’ın isteği üzerine onlara telkinde bulunup ikna etmeye çalıştım.


Bu sırada soyadını bilmediğim Ömer isimli bir Amiral de oraya geldi. Benim telkinlerim sonuç verdi. İkna oldular. Yeni uçak üsten havalanmadı. Havadakilerin görevleri devam etti. üsse dönen uçaklar bir daha gönderilmedi. Ben bu ikna sürecinin ne kadar bir zaman sürdüğünü bilemiyorum. Sonunda onlar ikna olunca Genelkurmay Başkanı, Başbakanla görüştü. Bana ‘Sen burada kal, bunları iyice ikna et’ dedi. sonra helikoptere binip Başbakanlığa gitti. Sabah erken saatlerdi fakat saatin kaç olduğunu bilmiyorum. Ben üste bir saat kadar kaldım.

Her şeyden emin olduktan sonra helikopter ile Başbakanlığa gidecektim. Helikoptere bindim ancak bu sırada havada başka uçak ve helikopterler vardı. Bana havadaki uçaklardan ateş açıldı. Üsse geri döndüm. Bir süre sonra üsten helikopterle ayrılmak üzere teşebbüste bulundum. Bacağımdan yaralandım. Beni yaralayan mermilerin uçaklardan ateş sonucu mu yoksa yerdeki birliklerden mi açıldığını bilmiyorum.

Ben üsse geri döndüm. Bu sırada Mehmet Dişli ile irtibat halindeydim. O Genelkurmay Başkanı ile birlikte helikoptere binip Başbakanlığa gitmişti. Kendisi ile cep telefonu üzerinden irtibat halindeydim. Daha sonra Genelkurmay ikinci başkanının üste olduğunu öğrendim. Onun bulunduğu odaya gittim gözleri bağlıydı. Gözlerini açtım. El ve ayakları bağlıydı, çözdüm. Onunla birlikte helikoptere binip üsten uzaklaşmadık çünkü havada uçaklar dolaşıyordu. Uzun süre üste kaldık. Üste başka bir yerde Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal ve diğer generallerin bulunduğunu bu sırada öğrendim.

Önce Abidin Ünal’ı ziyaret ettim. Yaklaşık 10 kadar general üste tutuluyordu. Abidin Ünal’ı koruması için başına 2 nöbetçi koydum. Daha sonra Yaşar Güler’e gidip bunları anlattım. Yaşar Güler, özel kuvvetler komutanı ile görüştü. Onun üsse geldiğini söyedi. Yaklaşık 2-3 saat kadar bekledik. Özel Kuvvetler Komutanının gelmesi gecikti. Çevrede birçok yere bakıp döndüğü için geç kaldı. Ayrıca olay yerine Yaşar Güler askeri savcıları çağırdı.

Askeri Savcılar olay yeri tespitine başladı. Ben üste Fahri Kasırga, Kara Kuvvet Komutanı, Kurmay Başkanı, Emir Subayı ve özel Kalem Müdürünün de orada olduğunu öğrendim. Bu sırada Özel Kuvvetler Komutanı Albay Murat üsse girip Fahri Kasırga ve Kara Kuvvetleri Komutanına kurtardı. Kara Kuvvetleri Komutanını onun çıkarıp çıkarmadığını tam olarak bilemiyorum. Yaşar Güler’i yanıma alıp önce Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal’ın bulunduğu yere gittik. Daha sonra da misafirhanede tutulan Hava Generallerini kurtardık.

Daha sonra Yaşar Güler ile birlikte arkamızda başka bir araçta Abidin Ünal olduğu halde Hava Kuvvetleri Komutanlığına geldik. Biz Abidin Ünal ile birlikte karargahta kaldık. Yaşar Güler evine gitti. Benim hakkımda çeşitli iddialar çıktığı için bu iddiaları yalanlamak için bir basın bildirisi hazırladım ve bunu yayınladım. Daha sonra ben de evime gittim. Beklemeye başladım. Beni gelip alacaklarını düşünüyordum.

Gece saat 01:30 sıralarında Merkez Komutanı beni gözaltına aldı. Daha sonra emniyet ekiplerine teslim edildim. Benim bu darbeye iştirak etmediğime dair Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ve orada bulunan diğer havacı generaller tanıktır. Dinlenmelerini isterim. Ayrıca paralel yapıya karşı mücadele eden kişilerden biriyim. Bu konuda da Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel sivil emekli hava pilot yarbay Mehmet yıldırım, emekli astsubay Cahit Demirbüken ve MİT Müsteşarı hakan Fidan dinlenebilir.

Hakan Fidan’a Etimesgut Hava Hastanesi başhekimliğinden gelen listeyi elden verdim. Araştırıp sonucunu bildirmesini söyledim. Ben ordu içindeki paralele yapı ile mücadele etmek için elimden gelen gayreti gösterdim. Benim tecrübelerime göre bu askeri darbeye teşebbüsü paralel yapının gerçekleştirdiğini düşünüyorum ancak bu işi TSK içerisinde kimin organize edip gerçekleştirdiğini kestiremiyorum. Benim bu konuda herhangi bir bilgim yoktur. Beni atama listesinde Genelkurmay 2. Başkanı olarak göstermişler.

Ben gerçekte Genelkurmay 2. Başkanından kıdemliyim. Ben bu yapıya yönelik çok mücadele ettim. Hava Kuvvet Komutanlığım döneminde bu yapıdan olduğu için birçok kişiyi Hava Harp Okullarına almadım. Hatta İzmir Casusluk olayının olmadığını, konunun bir fuhuş konusu olduğu ile ilgili birçok faaliyette bulundum. TSK milletin bir kesitidir. TSK öğrenci seçim aşamaları çok sıkı yapılmaktadır. Buna rağmen yine de sızmalar gerçekleşmektedir. TSK içerisinde ve Hava Kuvvet Komutanlığı içerisinde bu yapıdan kaç kişi olduğunu bilmiyorum.

Askeri darbe girişimi güçsüz bir Türkiye isteyen yabancı misyonların işi olabilir. Pensilvanya’daki kişinin emir verip bu işi yaptırabilecek gücü yoktur. Bu olayda paralel yapı kullanılmış olabilir. Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile bu askeri darbeyi neden yapmaya çalıştıkları konusu ayrıntılı konuşmadım. Ne maksatla bunun yapıldığını bilmem. Ben Genelkurmay Başkanı’nı gördüğümde kendisinin boynunda yara izleri vardı. Ben şu an yorgunum, ilerde daha ayrıntılı beyanda bulunabilirim.

Ben bu işin içerisinde yer alan generallerle tek satır konuşmadım. Bu da benim iştirak etmediğimi gösterir.”

Son Güncelleme: 22.07.2016 13:51
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Alp 2016-07-26 22:47:58

Ben bu adama inanıyorum. Umarım gerçekten suçsuzdur.

Misafir Avatar
Hakan erkaymaz 2016-08-12 09:28:28 @Alp

Eger sucsuz ise rabbim yardim eder insAllah ama suclu ise vurun deyusa

Beğenmedim! (0)
Misafir Avatar
Sevda 2016-07-28 00:08:17 @Alp

Bende inanıyorum bence suçsuz....ve bu yaşta gördüğü muameleyede çok üzüldüm hem onur kırıcı hem çom acı

Beğenmedim! (0)
Avatar
2016-07-29 01:05:01

bende inanıyorum.. ve ona yaptıkları ağır hakaretin hesabını verirler o polislere inşAllah...

Avatar
deniz 2016-07-29 01:42:53

AKIN ÖZTÜRK bencede suçsuz.diğer şerefsizlere aralarında tek benzemeyen bu.umarım adelet yerini bulur ve bu vatan millet için hayırlısı ne ise o olur...

Avatar
Yigit 2017-05-22 16:11:45

Cemaat karsiti bir cok eylemde bulunmus olan Orgeneral tabiki sucsuzdur, ancak hukumet kendisini sevmedigi icin kolayca karalanan insanlar icine atilmistir ve hakki geri odenemeyecek sekilde yenilmistir. Yine cadi avina donusmustur zaten bu kirli hakim savcilardan ne bekliyorsunuz

Avatar
Adem 2017-05-30 20:54:41

Bu adam sucsuz bence umarim adalet yerini bulur